"وماتت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ölmüş
• ve öldü
• vefat
• ölmüştü
• öldüğünü
• Öldü
• ölüyor
• öldürüldü
• ölürse
• de öldü

Selam 3.3 milyon yıl önce yaşamış ve ölmüş üç yaşlarındaki bir kızın en eksiksiz iskeletidir.
سلام هي أول هيكل كامل لنا لطفلة عمرها ثلاث سنوات التي عاشت وماتت قبل 3.3 مليون سنة مضت.

Bir sigara tiryakisi olan annesi, daha oğlu konuşamadan akciğer kanserinden ölmüş.
الأم كانت مدخنة سجائر, وماتت بسرطان الرئة... قبل أن ينطق ابنها كلمة.

Önümüzdeki üç hafta boyunca, tek bir damla yağmur düşmedi, çok iyi filizlenmiş olan bitkileri buruş buruş oldu ve öldü.
ولثلاثة أسابيع تالية لم تكن هناك نقطة مطر واحدة والمحاصيل التي نبتت بشكل جيد ذبلت وماتت

Deneye başladıktan bir hafta sonra akut karaciğer yetmezliğinden vefat etti.
وبعد أسبوع من أداء التجارب عانت من فشل حاد بالكبد وماتت

Beş yaşındayken Japon balığım ölmüştü. Onu anlatabilirim.
سأخبركَ عني حين كنتُ في الخامسة وماتت سمكتي الذهبية

Bugün sevdiğim kızın geçmişe gönderildiğini, ve 150 yıl önce öldüğünü öğrendim.
اليوم وجدت إبنتي التي أحببتها أعيدت إلى الماضي وماتت منذ 150 سنة

Çocukları beş ve iki yaşındalarken, Carol bir inme geçirdi ve bir beyin tümörü ve aniden Öldü.
عندما كان طفلاهما في عمر الخامسة والثانية, اصيبت كارول بجلطة دماعية ورم في المخ وماتت فجـأة.

Sağlık görevlileri için çok geç. Cankurtaranda ölüyor.
بعد وفاة أوان الإسعافات وماتت في سيارة الإسعاف

Bunu bana söyledikten beş dakika sonra vurularak öldürüldü.
و بعد ان أخبرتني بخمسة دقائق أصيبت وماتت

Kalbini almasan da ölmüş olacaktı. Ona borçlu değilsin.
أجل وماتت في طريقها أنت لا تدين لها بهذا

Vücudu soğukla, hastalıkla, acıyla karşı karşıya kalmış ve sonunda ölmüş.
وعانى جسدها من البرد والمرض والألم وماتت في نهاية المطاف

Kız arkadaşı da arabadaymış, orada ölmüş.
خليلته كانت برفقته بالسيّارة وماتت في الحال

Bir şekilde düşüp başını vurmuş ve anında ölmüş.
سقطت بطريقة ما، خبطت رأسها وماتت على الفور

Bir araba kazasında ölmüş ve intihar ettiğine hükmedilmiş.
وماتت في حادث سيارة الذي اتضح أنه كان انتحاراً ؟

Çiçek açtı açmasına ama ürün dalında kurudu ve öldü.
الزهرة جاءت لكن الفاكهة ذبلت وماتت على الغصن

Fakat en büyükleri babamın evindeydi ve öldü.
لكن البنت الأكبر بقيت في منزل أبي وماتت.

"Hizmetkarlarımdan biri vebaya yakalandı ve öldü.
انتقلت عدوى المرض إلى خادمتي المسكينه وماتت

Sonra ben 13, Catherine 15 yaşındayken annemiz de vefat etti.
وماتت والدتنا حين كنت في 13 من عمري وكاثرين كانت 15

Yatak yarası yoktu. Çabucak ölmüştü.
ليس لديها قروح سرير وماتت سريعاً

Madigan'ın yerinde olsam, Betty Carter'ın, karbondioksit ölçerleri tahrif ederek şaraphaneyi sabote etmeye çalıştığını ve bu denemesi sırasında öldüğünü söylerdim.
ان كنت مادغن كنت حاولت بامر بيتي تامبر باللعب بمقياس ثاني اوكسيد الكربون لمحاولة التخريب وماتت بمحاولتها القيام بذلك

Kapılar açıldığında bir izdiham oldu, 20 kişi yaralandı ve bir kadın Öldü.
حينما فتحت البوابة، حدث تدافع وجُرح 20 شخصا وماتت إمرأة

Tabi sonra şehir onu çok sertçe yargıladıklarını ve onun aslında çok iyi biri olduğunu anlıyorlar ve tıpkı evliya gibi ölüyor.
لكن بعدها ادرك أهل المدينه ان الحكم كانا قاسيا جدا .. وانها حقا شخص جيد ، وماتت قديسا.

Ben kasabadan ayrılırken 3 kadın daha öldürüldü.
وماتت ثلاث نسوة أخريات قبل مغادرتي المدينة

Onu seviyorum ama her tarafı pörsüyüp ölürse üzülecek değilim.
انا لا أكرهها، انا فقط لن أحزن إذا وهنت وماتت

Her şeyi doğru yaptım. Yine de Öldü.
لقد فعلتُ كلّ شيء صائب وماتت على كلّ حال