Tıpkı bizim gibi. | Open Subtitles | مثلي ومثلكم |
Tıpkı bizim gibi. | Open Subtitles | مثلي ومثلكم |
Nefret postaları gönderen insanlar işçilerdi, evli çiftler, sizin benim gibi anne ve babalar. | TED | أن مرسلي رسائل الكراهية هم عمال، أزواج وزوجات، وآباء مثلي ومثلكم. |
Dördüncü çözüm sizin ve benim gibi tüketiciler için. | TED | الحل الرابع وهو للمستهلكين مثلي ومثلكم. |
sizin gibi, pek çok ebeveyn gibi, dürüst olmak gerekirse ne yaptığım konusunda bir fikrim yok. | TED | ومثلكم جميعاً، ومثل معظم الأباء، الحقيقة هي أنه ليست لدي أي فكرة جيدة عما أفعله |
Şimdi siz bilmezsiniz. Errol Flynn bu yüzden sizin peşinize düşecek. | Open Subtitles | ومثلكم لا اعرف, لماالفتى الطائر ذلك وضع شباب مثلكم هنا |
Bize gösterdiği şu, savaşta ölen insanların çoğu fakir ülkelerde yaşamakta, ancak savaştan en fazla fayda sağlayanlar zengin ülkelerde yaşamakta -- sizin ve benim gibiler. | TED | يعني لنا هذا أن أغلب من يموتون في الحرب يعيشون في دول فقيرة، وأن أغلب من يستفيدون من الحرب يعيشون في دول غنية-- أشخاص مثلي ومثلكم. |
sizin ve benim gibi internet vatandaşlarının bir şeyleri daha az zehirli yapabilmesi için birkaç öneri paylaşmak istiyorum. | TED | أرغب في مشاركتكم عدة اقتراحات لأمورٍ قد يكون مستخدمو الإنترنت مثلي ومثلكم قادرين على القيام بها لجعل الأشياء أقل ضررًا. |
Bütün bu kişilikleri sizin ve benim gibi normal insanlar olarak görüyoruz. Yarı tanrılar olarak değil. Ve tarihte onların hataları, korkuları ve zayıf yanları olduğunu da görüyoruz, sadece ''dâhiyane fikirleri'' değil. | TED | نشاهد جميع تلك الشخصيات كأشخاص عاديين مثلي ومثلكم. وليس كأشباه آلهه، ونرى أن ذلك التاريخ يحتوي على أخطائهم ومخاوفهم ونقاط ضعفهم، وليس "أفكارهم النابغة" فقط. |