Benden ayrıldığı zaman 23 yaşında ve hâlâ bakirdim. | Open Subtitles | لذا، عندما انفصلنا كنت 23 عاماً ومحافظ على عذريتي |
Benden ayrıldığı zaman 23 yaşında ve hâlâ bakirdim. | Open Subtitles | لذا، عندما انفصلنا كنت 23 عاماً ومحافظ على عذريتي |
Demek istediğim, kadın pozitif düşünceyi ve kolostomi torbalarını destekliyor. | Open Subtitles | بصراحة أجرت تفكيراَ إيجابياَ ومحافظ القولون |
Sana bu yüzden yaklaşıyorum. çünkü güvenli ve ağzı sıkı birine benziyorsun ben de öyleyim, sadece eğer bir gece gelip takılmak istersen bunun zor bir şey olmadığını söylüyorum. | Open Subtitles | اقترب منك لهذا لانك تبدو امن ومحافظ مثلي |
Ev sahibi ve bu eyaletin müstakbel first lady'si ve valisi olarak diyoruz ki maskeli balo başlasın. | Open Subtitles | وكمُضيفي الحفل، ومحافظ المستقبل وزوجتة لهذه الولاية العظيمة. ليبدأ الحفل. |
Reston Kampanyasından, Vali Reston'un kendisinden, ve Amerikan insanlarından bu affedilemez hata için benimle ilgili kararda. | Open Subtitles | إلى حملة ريستون ومحافظ ريستون بنفسه والشعب الأمريكي لهذا الذنب الذي لا بغتفر لأسقاط التهم من جهتي |
Tanrıları öldürdüler ve şimdi ki amaçları da her birimizi en kaliteli ayakkabılara, çizmelere ve cüzdanlara dönüştürmek. | Open Subtitles | لقد قتلوا الاسياد الآن، هدفهم تحويل كل واحد منا الى حذاء أحذية، ومحافظ |
Bu ekstrem bir örnek ama lojistik problemlerini iyi anlatıyor, özellikle fakir bölgelerde. Aşı için öncelikle buzdolabı ve soğuk zincir gerekli. | TED | هذه قضية متطرفة قليلا في تلك النقطة ولكنها تساعد لتوضيح التحديات التسويقية، وبالتحديد في البيئات ذات الموارد الفقيرة، والتي تتطلب أن تكون اللقاحات مبردة ومحافظ عليها خلال السلسلة الباردة. |
Ancak bu sefer, erkekler kadınlarla konuşamazdı, çünkü bu, Afganistan gibi tutucu ve geleneksel bir toplumda ciddi bir suça sebep olabilirdi. | TED | ولكن في هذه الحالة، لا يمكن أن يتحدث الرجال إلى النساء، لأنه في مجتمع تقليدي ومحافظ مثل أفغانستان، هذا من شأنه أن يتسبب في مخالفة جسيمة. |
Ben de, diğer bütün Cumhuriyetçi ve Demokrat, liberal ve muhafazakar... arkadaşlarım gibi Senatör Jackson'ın ölümünün yol açtığı tatsız olaylar... nedeniyle şaşırmış ve üzülmüş durumdayım kendisini kaybetmiş olmamıza da üzülüyorum. | Open Subtitles | أنا مثل بقية زملائي... جمهوري و ديمقراطي، متحرر ومحافظ على السواء... مذهول وحزين من الملابسات المحيطة... |
Başlangıç için en uygun nokta çocukların domuzcuk kumbaraları ve ailelerinin cüzdanlarıdır! | Open Subtitles | وما هو أفضل مكانا للبدء... من مصارف حصالات... الأطفال ومحافظ آبائهم |
Sonra parlamentoyla bir saat, kısa bir basın toplantısı ve nihayet resmî el sıkışma. | Open Subtitles | ...ثم مؤتمر صحفي موجز... ...رقص شعبي... ...وختاما المصافحة بينك ومحافظ غرينلاند |
Yasamadan önce araştırmak gereklidir ancak araştırmak ile işkence yapmak arasında gayet ince bir çizgi vardır ve Wisconsin'den kıdemsiz senatör bu çizgiyi defalarca geçmiştir. | Open Subtitles | أمر ضروري التحري قبل التشريع لكن الخط الذي بين التحري في والظلمهامللغاية... ومحافظ "ويسكونسن" أوضح ذلك مراراً وتكراراً |
İş haz almaya gelince, entelektüel bir davranış sergilediğinin farkındayım ama Marcus gönül işleri konusunda tedbirli ve eski kafalı bir adamdır. | Open Subtitles | أنا علي دراية تامة أنه لديكي موقف متفتح عندما تتعلق الأمور بالفنون المتعلقة بالمتعة ولكن(ماركوس),رجل حذر ومحافظ |
Ama en popüler radyo programı Rush Limabugh'ın ve Pat Buchanan New Hampshire ön seçimini kazandı. | Open Subtitles | لكن برنامج (راش لومبو) الأكثر شهرة على المذياع و لكن (بات بوكانان) فاز بانتخابات (نيوهامبشير) الأولية. (باتريكجوزيف"بات"بوكانانهومذيعاميركي ومحافظ سياسي، ومؤلف و كاتب عواميد) |