Dilbilimsel çeşitliliğin güzel yanı şu, insan aklının ne kadar maharetli ve esnek olduğunu gösteriyor. | TED | الآن، يكمن جمال التنوع اللغوي في أنه يكشف لنا كيف أن العقل البشري عبقري ومرن. |
İlk olarak, hastanın ayak topuğuna rahatça giydirelebilinecek kadar esnek, ince ve giyilebilir bir algılayıcı oluşturmam gerekti. | TED | أولًا، كان علي أن أنشيء مستشعر يمكن ارتداءه، مستشعر رفيع ومرن كفاية ليكون مريح للمريض عندما يرتديه في أسفل قدمه. |
Buz yumuşak ve esnek olmasına rağmen, yoluna çıkan her şeyi yıkacak güçtedir. | Open Subtitles | الجليد ليّن ومرن وعلى الرّغم من ذلك فهو قادر على تدمير كل شيء يقف بطريقه |
Bir nevi organik, esnek bir boru omurgası boyunca yerleştirilmiş. | Open Subtitles | يبدو كم لو انه انبوب عضوي ومرن زرع بالظبط على العمود الفقري |
Nasıl birisi böylesine güzel, zeki ve esnek birine böyle diyebilir? | Open Subtitles | لا أحد يصدق أنني أختك حسنا، كيف يستطيع أي أحد قول هذا لشخص جميل و ذكي ومرن مثلكِ ؟ |
Sağlam fakat esnek bir vücut icin. | Open Subtitles | لجسم قوي، ومرن أيضاً، |
esnek ve yumuşak bir deri. | Open Subtitles | جلد ناعم ومرن. |