Bizi bir dinlerseniz, buraya gönderilmemiz sizi bulup yardım etmek için. | Open Subtitles | لو كنت ستستمع، أعتقد أننا أُرسلنا إلى هنا للعثور عليك ومساعدتك. |
Uyuşturucuyu bırakmak, hayat kadınlığını bırakmak, kendini öldürmeni bırakmana yardım etmek için. | Open Subtitles | مساعدتكِ للتوقف عن تعاطي المخدرات لمساعدتك للتوقف عن امتهان نفسكِ ومساعدتك للتوقف عن قتل نفسكِ |
İşte bu demek detaylar bunlar. -Kim sana yardım edeceğimi söyledi | Open Subtitles | شكرآ على وقتك ومساعدتك لي ذلك يكفي , الأن اريد النزول |
Alışveriş yapmanız gerekiyorsa yardım ederim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه بإمكاننا الخروج ومساعدتك بالتسوق |
Ona ve size yardım etmek için buradayım. Onun babasını öldüren ve bütün krallığın yok olmasına sebep olan felaketi def etmek için. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدته ومساعدتك لهزيمة الوباء الذي قتل والده |
Size yardım etmek ona yardım etmektir. | Open Subtitles | ومساعدتك هي مساعدتهُ. |
Sana yardım etmek de bana iyi gelirdi. | Open Subtitles | ومساعدتك تكون جيدة لي |
Sophia'cığım, kalıp beyin fırtınana yardım etmek isterdim ama Dax'e bana yemek ısmarlaması için müsaade etmeliyim, çünkü geri kafalıyım. | Open Subtitles | عزيزتي "صوفيا"، أود البقاء ومساعدتك في طرح الأفكار، لكن علي الذهاب لجعل "داكس" يشتري لي الغداء لأنني رجعية فيما يخص هذا. |
İşte bu demek detaylar bunlar. -Kim sana yardım edeceğimi söyledi | Open Subtitles | شكرآ على وقتك ومساعدتك لي ذلك يكفي , الأن اريد النزول |
Seni kurtarmaya, sana yardım etmeye çalıştıysam benimle konuşman, ne dersem, nasıl dersem onu yapman gerekir. | Open Subtitles | إذا كنت سأقوم بإنقاذك ومساعدتك يجب أن تتحدثي الي وتطيعي ما أقول |
sana yardım etmeme izin vermenin de tam zamanı. | Open Subtitles | الآن هو الوقت ل اسمحوا لي أن أحاول ومساعدتك. |
İsterseniz, ben uğrayıp size yardım ederim. | Open Subtitles | بإمكاني الذهاب ومساعدتك إن أردت. |
Gelir sana yardım ederim! | Open Subtitles | أستطيع المجيء ومساعدتك بذلك! |