Onu dışarı çıkardım, ayakkabılarımı çıkardım, mescide yürüdüm ve gördüğüm şey beni durdurdu. | TED | أخرجته خارج السيارة، خلعت حذائي ومشيت إلى مكان الصلاة في المسجد وما رأيته جعلني أتوقف. |
Ve ben doktora gitmek için tüm sabah yaklaşık 16 km, belki daha fazla yürüdüm. | TED | ومشيت 10 ميلا أو نحو ذلك , طوال الصّباح , للوصول إلى هناك , للطبيب. |
..ve her zamanki gibi eve yürüdüm.. ..son derede ağırbaşlı ve de kanatsız.. ..kanatsız. | Open Subtitles | ومشيت للمنزل كالعادة بهدوء وبدون أي سعادة على الإطلاق |
Sonra çekirge gibi zıpladım, parmak uçlarımda yürümeye başladım ve insanları kurabiye yerken uzaktan seyretmeye başladım. | Open Subtitles | لذلك كنت اقفز مثل الجراد ومشيت على رؤوس اصابعي وكنت اشاهد الجميع وهم يأكلون كعكهم |
Bahçeden dışarı yürürken, yere baktım,...ve oradaydı. | Open Subtitles | ومشيت في الساحة و نظرت إلى الأسفل، وإذا بي أجدها هناك |
Uzun zamandır koklamadığım bu kokuyu içime çekerek sokaklarda dolaştım. Sonra birden Prytania Sokağında... | Open Subtitles | ومشيت طويلا فى الشارع الى حيث تسوقنى قدمى حتى وصلت الى شارع بريتانيا |
Kuleden kaçıp kalabalığın arasına karışarak gözden kayboldum... ve ayakları yorulana kadar yürüdüm. | Open Subtitles | لقد ركضت من البرج اختفيت في الزحام ومشيت حتى خارت قدماي |
Uyandığımda, arabalarına binip gitmişlerdi ben de buraya kadar yürüdüm." | Open Subtitles | عندما استعدت وعيي كانوا قد اختفوا بسياراتهم نهضت ومشيت إلى الداخل |
Kor kömürün üstünde yürüdüm Demin yürüdüm. | Open Subtitles | لقد فعلتها ومشيت على الفحم, لقد فعلتها فقط |
Hayır, Charlie, gecenin köründe kalktım ve elimde lazımlıkla koridorda yürüdüm. | Open Subtitles | كلا،لقد أستيقظت في منتصف الليل، ومشيت طوال الطريق وهي معي |
Gittiğim her yolda, her caddede perdeleri indirdim ve öylece yürüdüm. | Open Subtitles | في كل طريق أسافر في كل شارع . لقد أسقطت أحجبتي ومشيت بحرية |
Mağazadaydım ve bir sepet meyve sebze alıp, mağazanın ön tarafındaki kasaya doğru yürüdüm. | Open Subtitles | كنت في المتجر أنتقي سلة فاكهة وخضروات ومشيت إلى آلة تسجيل المدفوعات عند واجهة المتجر. |
Kayalıklara doğru yürüdüm... çünkü hiçbir yerde tuvalet yoktu. | Open Subtitles | ومشيت إلى حافة الهاوية لأنه ليس عندهم حمّامات هناك |
Kalktım, evden çıktım ve donmuş gölün üzerinde yürüdüm. | Open Subtitles | استيقظت من النوم وغادرت البيت ومشيت على جليد البُحيرة. |
Kameramı kaptım ve kanyonda yürüdüm. | TED | وأمسكت بكاميرتي، ومشيت خلال الأخاديد. |
Giyinmiştik ve ben otobüs durağına doğru yürüdüm. | Open Subtitles | ثم لبسنا ومشيت معها الى محطة الأتوبيس |
Arkamı dönüp ters yöne yürümeye başladım... | Open Subtitles | ولذا استدرت, ومشيت ..في الاتجاه المعاكس |
..ve istasyon yönünde yürümeye başladım. | Open Subtitles | ومشيت بإتجاه المحطة |
yürürken Charlotte'u yıllardır bu kadar mutlu görmediğimi fark ettim. | Open Subtitles | ومشيت بعيدا، أدركت كنت hadn وأبوس]؛ ر ينظر شارلوت أن السعادة في السنوات |
Sokakta yürürken, herkes bana bakıyordu. | Open Subtitles | ومشيت في الشوارع وكان الجميع ينظرون الى |
Uzun zamandır koklamadığım bu kokuyu içime çekerek sokaklarda dolaştım. | Open Subtitles | ومشيت طويلا فى الشارع الى حيث تسوقنى قدمى |