Burada sağlamlıktan, kuraklığa dayanıklılıktan ve mısır tanesi-koçan oranı diğer tüm mısırları kıskandıran şeyden söz ediyorum. | Open Subtitles | أقصد قدرتها على الجلد وتحمُّل الجفاف ومعدّل الحبّ المرتفع في حطبة الذرة الذي تحسدها عليه باقي أصناف الذرة. |
Bahçe çitleri, blok partileri esrarengiz bir yüksek ölüm oranı. | Open Subtitles | -أجل . أسوِجة ذات أوتاد وحفلات جماعيّة، ومعدّل وفيّات مرتفع بغرابة. |
Hava güzel. Cinayetlerin çözülme oranı %20'lerde. | Open Subtitles | الجوّ جميل، %ومعدّل حلّ الجرائم يبلغ 20 |
Annem öldü. Tommy, Sara. Suç oranı düşmedi. | Open Subtitles | ماتت أمي، وكذلك (تومي) و(سارّة)، ومعدّل الجريمة لم يقلّ |