Buralar; doğduğumuz, büyüdüğümüz, eğitim görüp çalıştığımız, evlendiğimiz ibadet ettiğimiz, oynadığımız ve zamanla | TED | هي الأماكن التي نولد فيها، وفيها ننشأ، نتعلم، نعمل، نتزوج، نصلِّي، نلعب، نكبر، ومع الوقت نموت. |
Bunu anısı aklında kaldı ve zamanla bunun kendi geçmişi olduğunu sandı. | Open Subtitles | وظل ماحدث محفوراً بذاكرته ومع الوقت ظن هذا الماضي يخصه هو |
Ben bunu kabullendim ve zamanla sen de kabulleneceksin umarım. | Open Subtitles | لقد أعتدت على هذا ومع الوقت ستعتاد أنت أيضاً آمل ذلك |
Bu bir araya getirme işlemi,1 penny'nin altıdaki rakamlardan bahsediyorum... ve Zaman içinde, bir birkime ekleniyorlar. | Open Subtitles | إنه أجزاء صغيرة من الفلسات ومع الوقت يكبر المبلغ |
...ve zamanla sana verilen son nimet olan kafayı çekme olayını da senden alır ve sen bu olanların hepsini unutuverirsin. | Open Subtitles | ومع الوقت يأخذن آخر شئ يعطيك السعادة، أيها السكير لقد نسيت ما هى السعادة |
ve zamanla Hareket Tanrısı olmuş, aramızdaki en hızlı kişiymiş. | Open Subtitles | ومع الوقت أصبح إله الحركة أسرعنا جميعا |
ve zamanla, Tristan'ın yozlaşmış kılavuzluğunda | Open Subtitles | ومع الوقت وفي ظلّ قيادته الفاسدة، حوّل (ستريكس) لما صاروه اليوم |