Hesap cüzdanıyla araba anahtarlarını, mutfak masasına bırak. | Open Subtitles | ماذا تريدين مني؟ اتركي دفتر البنك ومفاتيح السيارة في المطبخ وانتي ذاهبة |
Hesap cüzdanıyla araba anahtarlarını... mutfak masasına bırak. | Open Subtitles | ماذا تريدين مني؟ اتركي دفتر البنك ومفاتيح السيارة في المطبخ وانتي ذاهبة |
Saati, araba anahtarı ve cüzdanı bulundu. | Open Subtitles | والغير مفقود هو الساعة ومفاتيح السيارة والمحفظة |
Cüzdanı ve araba anahtarı kayıp. | Open Subtitles | محفظة السائق ومفاتيح السيارة مفقودة |
Eldivenler, yeni bir silah, ave kiralık araban için anahtarlar. | Open Subtitles | توجد بها قفازات بقطع جديدة ومفاتيح لسيارة مستأجرة. |
Memelerimin arasında bir cep telefonu ve kukumda da anahtarlar var. | Open Subtitles | لدي هاتف خلوي بين ثديي ومفاتيح في مهبلي. |
Bunlar banka hesaplarımın yerleri ve numaraları. Bu banka kasasının anahtarları. | Open Subtitles | عن مواقع وارقام حساباتي ومفاتيح صناديق ائتماني |
Henüz silah değiller ve durdurma anahtarları içinde. | Open Subtitles | لن تنفجر، أليس كذلك ؟ لم يسلحوا بعد ومفاتيح التشغيل في الداخل |
Fazladan cephane, yolluk biraz ilaç ve isterseniz bir aracın anahtarını veririm. | Open Subtitles | مع المزيد من الذخيرة وطعام للطريق، وبعض الأدوية ومفاتيح سيارة إن أردتما واحدة |
Bu 12 yaşındaki bir çocuğa içki dolabının ve arabanın anahtarlarını vermek gibi bir şey. | Open Subtitles | وهذا أشبه بإعطائك طفلاً في الثانية عشرة مفاتيح خزانة المشروبات، ومفاتيح السيارة |
Pasaportunu ve anahtarlarını almama rağmen yine benden kaçabildi. | Open Subtitles | بالرغم من أني صادرت جواز سفره ومفاتيح سيارته، ولكنه خدعني |
Bu haftanın sonunda sen toplanıp gitmeden önce şifre çözme anahtarlarını ve şifrelerini almam gerek. | Open Subtitles | سأحتاج لكلمات السر ومفاتيح فك التشفير الخاصة بكِ قبل أن تغادري عند نهاية الأسبوع. |
Cüzdanlarını, kiralık arabalarının anahtarlarını ve sırt çantalarındaki mücevherleri bulmamış olsaydım bu sağlam bir teori olabilirdi. | Open Subtitles | حسنٌ، قد يكون هذا توقعاً سليماً مع أني وجدت كلتي محفظاتهما ومفاتيح سيارتيهما ومجوهرات في حقيبة ظهريهما |
Ona telefon numaralarını verirler, otel anahtarlarını da. | Open Subtitles | ... ويعطونهم أرقام الهواتف ومفاتيح غرفهم ويقومون بإستغلالهم |
Araba anahtarı kontakta bulunmuş. | Open Subtitles | ومفاتيح السيارة كانت على وضع التشغيل |
Araba anahtarı kontakta bulunmuş. | Open Subtitles | ومفاتيح السيارة كانت على وضع التشغيل |
anahtarı üzerinde ve deposu dolu bir araç bulmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | إيجاد سيارة فيها بنزين ومفاتيح ؟ |
Bozuk para anahtarlar, bir ayakkabı ve bir kalem. | Open Subtitles | هناك بعض الفكة ومفاتيح وحذاء وقلم |
Marcus Duff'ın arabası terkedilmiş olarak bulunmuş anahtarlar üzerineymiş ve motor da hala sıcakmış. | Open Subtitles | وجدت سيارة (ماركوس دوف) مهجورة... ومفاتيح التشغيل بها, ولا زالت ساخنة. |
- Tornavidalar, lokma anahtarlar. | Open Subtitles | -مفكّات، ومفاتيح ربطٍ . |
Görev pusulası ve kasanın anahtarları. | Open Subtitles | ذلك هو جدول الأعمال ومفاتيح الغرفة الخاصة بك |
Görev pusulası ve kasanın anahtarları. | Open Subtitles | ذلك هو جدول الأعمال ومفاتيح الغرفة الخاصة بك |
Şerif McBride'ların arabasının ön tarafta park edilimiş olduğunu söyledi, ayrıca onların cep telefonları, araba anahtarları, cüzdanları yani herşeyi burda. | Open Subtitles | العمدة يؤكد أن سيارات " ماكبرايد " ماتزال في الواجهة وهواتفهم ومفاتيح السيارات والمحافظ كلها هنا |
Arabayı ve evinin anahtarını almaya geldim. | Open Subtitles | جئت لإستعارة السيّارة ومفاتيح منزله |