Şey, ben Kesinlikle işaretleri onaylıyorum. Kesinlikle dördüncü hanedana ait. | Open Subtitles | حسناً، لقد قمت بتأكيد العلامات ومن المؤكد أنها السلالة الرابعة |
İstediğinin bu olduğunu biliyorum. Benim istediğim de Kesinlikle bu. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ما تريده ومن المؤكد أنه ما أريد |
CA: Bu Kesinlikle konunun bir yönü. | TED | كريس: ومن المؤكد أنها صورة من صور الهشاشة هناك. |
İşe yarayan bir iltica sistemimiz Kesinlikle olabilir. | TED | ومن المؤكد أننا نستطيع إنشاء مركز لجوء فعال. |
Eğer Gai Usta Bataklık Ülkesi'ne doğru gidiyorsa Kesinlikle bu güzergâhı seçer. | Open Subtitles | أن قاي-سينسي متجه نحو دولة المستنقعات ومن المؤكد أنه سلك هذا الطريق |
Evde eğitim görürken, sınavlarını da başarıyla geçmen gerekir ve son antrenmanlara kadar Kesinlikle flört etmek yok. | Open Subtitles | انتي تتلقين التعليم في المنزل ويجب عليك تحسين درجاتك في الاختبارات ومن المؤكد لايوجد مواعدة خلال التدربيات |
Bir keresinde Baykuş bana okumuştu ve Kesinlikle dinlediğim en uzun şeydi. | Open Subtitles | بلى، لقد قرأءة ليي آول في مرة من المرات ومن المؤكد انه كان اطول شيء سمعته في حياتي |
Kesinlikle hayatımda şimdiye kadar olan en büyük şey, yeni parçacıkların keşfedilmesidir. | Open Subtitles | 00 صباحا بتوقيت جنيف ومن المؤكد أن أهم شيء قد حدث اكتشاف جسيمات أساسية جديدة |
Artık nişanlı değilim, durum Kesinlikle çok karışık ve yeni bir ilişkiye de hiç hazır değilim... ama... ama elime geçen bir fırsatı kaçırmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا عازب الآن، ومن المؤكد أن الامر مُعقد، وأنا لستُ مُستعدِاً لعلاقة جديدة بتاتاً.. |
Ben Kesinlikle bir kadını tehlikenin kucağına atma sorumluluğunu istemedim. | Open Subtitles | ومن المؤكد لا أريد تحمل مسؤولية الحاق الضرر بالمرأة |
Kardeşi de onun kalp problemini Kesinlikle biliyordur. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنّ شقيقه يعلم بأمر مرضه في القلب. |
Kesinlikle havuza ateş edilmiş. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنّ سببها رصاصات أُطلقت في المسبح. |
Yemediğimiz ilk üç yemeğin arasındadır Kesinlikle. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنه من أفضل ثلاثة أشياء: الوجباتلا نأكلها. |
Ve benim için iyi olmaması sizin içinde iyi olmaması demek ve Kesinlikle işler içinde öyle. | Open Subtitles | و اذا كانت ليست جيدة من أجلي إنها ليست جيدة من أجلك ومن المؤكد إنها ليست جيدة للعمل |
Bu akşam Kesinlikle tarihe geçeceğiz. | Open Subtitles | ومن المؤكد أن هذه الليلة ستكتب في التاريخ |
Gerçekten oldukça inişli çıkışlı bir deneyim oldu. Fakat sorduğumuz ilk soruya geri dönecek olursak... Aynı şekilde çoğaltılabilir mi? Evet, Kesinlikle çoğaltılabilir. | TED | لقد كانت حقا تجربة شبيهة بتجربة قطار الملاهي الدوار، ولكن لنعود الى اول سؤال سألناه، هل يمكن تكرارها؟ نعم. ومن المؤكد أنها قابلة للتكرار. |
Kesinlikle kendimize biraz zaman ayırmalıyız. | Open Subtitles | لابد ومن المؤكد ان ياتي وقت العمل |
Kesinlikle. Şu da dış gebelik. | Open Subtitles | - ومن المؤكد غير، وهذا هو حمل خارج الرحم. |
Kesinlikle düşündüğüm bir şey değildi ama bir şey yaptın Jane. | Open Subtitles | ومن المؤكد انه لم يكن بدون اخطاء |
Bence hayret vericiydi. Evet, bu Kesinlikle bir çılgınlıktı. Ama sen bir şey yaptın, Jane. | Open Subtitles | ومن المؤكد انه لم يكن بدون اخطاء |