Seni öldürebilecek kadar sert, ve değiştirebilecek kadar yumuşak. | Open Subtitles | قوية بما يكفى لقتلك، وناعمة بما يكفى لتغييرك. |
Evet, onları 40 fit derinliğinde kadın gibi yumuşak ve kömür gibi siyah toprağı olan, bir yere dikmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ازرعها حيث عمق التربة 40 قدما سوداء كالفحم وناعمة كالمرأة |
Her kıyafetine takabilirsin ve uyuyabileceğin kadar yumuşak. | Open Subtitles | إنها تلائم جميع الملابس، وناعمة حتى أستطيع النوم بها |
Bu pürüzsüz yanakları yaratana ve ona bu güzel rengi verene şükürler olsun! | Open Subtitles | أشكر الله علي تلك الوجنات الجميلة بلا لحية وناعمة جداً |
Sorun yok, yaşıyor. Ve yumuşacık. | Open Subtitles | لا بأس, إنها على قيد الحياة وناعمة, ناعمة و على قيد الحياة |
Prenses, ince bir tül gibi beyaz ve yumuşaktı. | Open Subtitles | الأميرة كانت بيضاء وناعمة كالحرير |
Elbette sevgilim. Çok güzelsin, yumuşaksın ve baş edilebilirsin. | Open Subtitles | بالطبع يا حبيبتي ، أنت جميلة وناعمة وسهلة القياد |
Ancak inanışa göre, mükemmel bir valsın püf noktası çok çabuk, yumuşak ve zarif dans etmektir. | Open Subtitles | ومع ذلك، يقال بأن الإختبار الحقيقي للوالتز المثالي هو من أجل أن تكون حساسة وسلسة وناعمة |
İstediğiniz yer ve mekanda en iyi destek ve esneklik için hiç rahatsızlık vermeden sert veya yumuşak olan elbiselerin olduğu bir gelecek düşünün. | TED | تخيلوا مستقبلًا تكون فيه الملابس صلبة وناعمة حيثما تحتاج إليها ومتى ما تحتاج إليها للدعم والمرونة المثالية بدون التسبب في الانزعاج على الاطلاق |
Çok büyük, yumuşak ve sıcak olurdu. | Open Subtitles | لقد كانت كبيرة جـدّاً ، وناعمة ودافئة |
- Ama çok tatlı, tüyleri kabarık ve yumuşak. | Open Subtitles | لكنها ظريفه وفرويه وناعمة جداً |
- Ama çok tatlı, tüyleri kabarık ve yumuşak. - Evet. | Open Subtitles | لكنها ظريفه وفرويه وناعمة جداً |
# patatesler ve pekmez # # biraz istersen, sadece söyle # # ılık ve yumuşak tıpkı köpek yavrusu ve çorap # # krema ve şekerlemeyle dolu # # patatesler ve pekmez # # cebir dersinden çok daha tatlı # # karnın gurulduyorsa # | Open Subtitles | * البطاطا ودبس السكر * * إذا تريد البعض , أسأل وحسب * * إنها دافئة وناعمة مثل الجراء والجوارب * |
Özür dilerim ama tüm saygımla kurbanın kaburgasının küçük ve yumuşak bir şey tarafından kırıldığı görülüyor. | Open Subtitles | أنا آسف، ولكن، اه، مع كل الاحترام الواجب، يبدو أن القفص الصدري الضحية مكسورة، من شيء صغير وناعمة... |
Elnett Satin saç spreyi sayesinde saçım gün boyunca canlı ve yumuşak oluyor. | Open Subtitles | تسريحتي تبقى لامعة وناعمة طوال اليوم بفضل رذاذ (إيلنت) |
Güzel ve yumuşak. | Open Subtitles | إنها جميلة وناعمة |
Küçük ve yumuşak ve cana yakın. | Open Subtitles | صغيرة وناعمة ومحبوبة |
Birliktelikleri bu dans gibi akıcı ve pürüzsüz olsun. | Open Subtitles | لعل حياتهما معاً تكون مثل هذه الرقصة منسجمة، وناعمة |
Şimdi, işlerin tıkırında gitmesini istiyorsan kıyasıya rekabet ederek pürüzsüz bir şekilde hâlletmenin yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | أذا أمكنك أن تبقى على المسار ...ستجد طريقة لأتمام الأمر وناعمة بنعومة مثل الحرير الهندي |
yumuşak ve pürüzsüz. | Open Subtitles | - لينة وناعمة . |
Gri tepeler ve çalılıkların arasından aşağı doğru...~ ...birlikte yürüdüğümüz uzun, beyaz yolda... ~ ...tıpkı bir ketenkuşu gibi kahverengi ve yumuşacık görünüyordun. ~ | Open Subtitles | "بالطريق الطويل، مشينا معًا. بين التلال الرمادية والنباتات. "بدوتِ بُنيّة وناعمة كطائر الزقيقية. |
Teni ne kadar yumuşaktı. | Open Subtitles | لديها بشرة جميلة وناعمة. |