Bu 10 üzeri 16 demek. Ve bir buçuk megawatt güç harcıyor. | TED | هذا يمثل 10 قوة 16. كما أنها تستهلك ميجاوات ونصف من الكهرباء |
Biraz önce altı buçuk günlük doz uyku hapı aldım. | TED | أنا بلعتها توا تعادل ستة أيام ونصف من الحبوب المنومة. |
Bu akşam, uyuşturucu almadan bir buçuk bira içtin ve zilzurna sarhoş oldun. | Open Subtitles | ،أما اليوم كأس ونصف من البيرة بدون مهدّئات وتكاد تحلّق عاليًا من البهجة |
beş buçuk yıl sonra faşizm savaşı kaybedilerek Avrupa iflas etmiştir. | Open Subtitles | بعد خمس سنوات ونصف من الحرب على الفاشية أصبحت أوروبا مفلسة |
Yarından itibaren her gün okuldan sonra bir buçuk saat cezaya kalacaksın. | Open Subtitles | ستبقين هنا لعقوبة مدتها ساعة ونصف من بعد المدرسة، إبتداءً من الغد |
Şu ana dek sadece iki buçuk adet insanla seks yaptım ve bundan sonra bir kaç ayda bir test yaptıracağım. | Open Subtitles | انا فقط مارست الجنس مع اثنين ونصف من الرجال وانا سوف اقوم به كل عدة اشهر اعتقد فقط كي اكون مسؤولة |
Onlarla çalışmak istedim çünkü adam devlet hazinesinden 1 buçuk milyon çalmış. | Open Subtitles | اردت أن أقوم بعمل معه لقد سرق مليون ونصف من خزنة المقاطعة |
Bana kıçını öpmemi söylediği şü üç buçuk dakikalık çöpten mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | اتقصدين الثلاث دقائق ونصف من الهراء , التي تخبرني بأن اتملقه ؟ |
İçeri girdiğimiz iki buçuk dakika içinde konuşmayı benim yapmama izin ver. | Open Subtitles | تحديداً بعد دقيقتين ونصف من الدخول إلى هُناك ستدعيني أقوم بكل الحديث |
Ve bu şey dünyada inşa edilen ikinci girdap, bir nehir üzerinde iki buçuk metre düşüşün içinde. | TED | وهذا الشئ هو ثاني دوامة يتم بناؤها في العالم، بضخ مترين ونصف من الماء على نهر. |
Tıbbi bir odanın içinde olduğumuz için, dört buçuk aylık bir kemoterapiden geçtim. | TED | ومنذ ذلك الوقت استقريت في الغرف الطبية وخضت 4 اشهر ونصف من العلاج الكيميائي |
Ve bu oran hızla düşüyor hatta bundan bir buçuk yıl sonra muhtemelen %30'un altında olacak. | TED | وتنخفض بشكل حاد، وستكون عند أقل من 30٪، ربما في غضون سنة ونصف من الآن. |
Ve beş yıllık bir çalışmanın yaklaşık iki buçuk yılını tamamladık. | TED | وقد أنجزنا سنتين ونصف من دراسة تستمر لخمس سنين |
Bütün bunları yapıp bir araya getirdiğinizde, hastalıklı hücrelerin, kırmızı çizgiyle belirtildi, ölme olasılıklarının sağlıklı benzerlerinden iki buçuk kat fazla olduğunu anlarsınız. | TED | وحينما نفعل ذلك ونضعهم معًا، سندرك أن الخلايا المريضة، والتي ممثلة في المنحنى الأحمر، هي أكثر عرضة للموت بمرتين ونصف من نظريتها السليمة. |
Sorun şu ki, ne kadar yetenekli, zengin ya da zeki olursanız olun, sadece bir veya bir buçuk mucize elde edersiniz. | TED | المشكلة أنه، مهما كنت موهوباً غنياً كنت أو ذكياً، يمكنك الحصول على واحد فقط إلى واحد ونصف من المعجزات. |
Ve aktivitelerim yüzünden, hapsedilmemin yedi buçuk yılı boyunca, tek başıma bir hücreye kapatıldım. | TED | وبسبب نشاطاتي، انتهى بي الأمر بالحبس الانفرادي لمدة سبع سنوات ونصف من مدة حبسي. |
Kanamadan iki buçuk hafta sonra, cerrahlar müdahale edip beynimdeki konuşma merkezlerine baskı yapan golf topu büyüklüğünde bir pıhtı çıkardılar. | TED | بعد أسبوعين ونصف من النزيف تدخل الجراحون وأزالوا جلطة دموية بحجم كرة الجولف والتي كانت تضغط على مراكز اللغة عندي |
Ama her sabah işe giderken bir buçuk saati arabada geçirdikten sonra gerçekler çok daha farklı görünüyor. | TED | ولكن عندما أكون جالساً في مركبتي وبعد ساعة ونصف من التنقل كل يوم، تتجسد هذه الحقيقة في شكل مختلف تماماً. |
Bu dünyanın çevresinin iki buçuk katının içinizde olması demek. | TED | أي ما يعادل ضعفين ونصف من مساحة محيط الأرض، داخل أجسادكم. |
İki buçuk milyar insanın yemek yapmak ve ısınmak için temiz yakıtlara erişimi yoktu. | TED | ملياران ونصف من الناس لا يستطيعون الحصول على وقود نظيف للطبخ أو وقود نظيف للتدفئة. |
Ve gerçekten de, günün sonunda, kabul edilebilir bir kafatasım, kısmen iyi bir omurgam ve yarım bir pelvisim vardı. | TED | وبالفعل ، في نهاية اليوم ، كان لي في الجمجمة معقولة ، وفقرات جيدة متوسطة ونصف من الحوض. |