"ونظرتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• baktım ve
• da baktım

Çakıl taşına baktım ve bunun gerçekten havalı olduğunu düşündüm.
ونظرتُ إليها ، فشعرتُ بـ ، إن هذا رائع.

Sana baktım, bir ay sonra yine baktım, bir ay sonra yine baktım ve seni gördüm.
لقد نظرتُ ونظرتُ, شهر بعد شهر بعد شهر وقد رأيتُكِ.

Yukarı baktım ve aynada duran birini gördüm, bizi izliyordu.
ونظرتُ للأعلى، وكان هناك شخص عند المرآة، يراقبنا

"Durdum da baktım öyle uzun uzun yollardan birine.
وقفتُ هائماً ونظرتُ عالياً بما أستطيع،

Tüm meşhur karşılaşmalara da baktım. Fischer, Karpov, Kasparov.
ونظرتُ لمُباريات الشطرنج الشهيرة مع (فيشر)، (كاربوف)، و(كاسباروف)،

O şeylere şöyle bir baktım ve bu kızla da aynı şeyleri kurabilir miyim diye düşündüm.
ونظرتُ لأعلى تلك الشجرة وبدأتُ بالتفكير كيف ستكونُ شجرتي مع تلك الفتاة

Babama baktım, Donat yiyen ve dans eden kızlarıma baktım ve yüksek sesle dikkat çekmeden dedim ki "Bu...
نظرت إلى أبي. ونظرتُ إلى بناتي وهن يرقصن ويأكلن الكعك، وقلت بصوت عال ليس لأحد بعينه، قلت: "هذه،

Tek dizimin üstüne çöktüm ve onun muhteşem mavi gözlerine baktım ve ondan hayatını benimle paylaşmasını istedim.
رعكتٌ على ركبة واحدة, ونظرتُ إلى... عيناه الزرقاء الجميلة...

Yerdeydim, yukarıya baktım ve bisiklet üzerinde kaçan bir çocuk gördüm, bu benim bisikletimdi ve çocuk 11 veya 12 yaşındaydı ve ben yerdeydim. Ağlıyordum çünkü o bisiklet için çok para biriktirmiştim, ağlıyordum ve ayağa kalkıp çığlık atmaya başladım.
ونظرتُ للأعلى وأنا على الأرض، وكان هناك طفلًا يبيعُ بعيدًا عند بوابة مركبة، التي هي دراجتي، كان يبلغُ من العمر 11 أو 12 عامًا، وكنتُ على الأرض، وكنتُ أبكي لأنني وفرتُ الكثير من المال من أجل تلك الدراجة، وكنتُ أبكي وثم وقفت على رجليّ وبدأتُ بالصراخ.

İçeri baktım, ve...
.. ونظرتُ للداخل،