Evet, baban bunu bilmiyordu ve seni akıl hastanesine kapamakla tehdit etmişti. | Open Subtitles | والدك لم يكن يعلم ذلك وهددك بأن تكوني معاقبه |
Biri gelip benim yerimi öğrenmek için seni tehdit ederse, söyle onlara. | Open Subtitles | إذا جاء شخص ما وهددك لتخبريه عن مكاني يجب أن تخبريهم |
Evet, belki Benny buldu ve ihbar etmekle tehdit etti. | Open Subtitles | أجل، وربّما إكتشف (بيني) الأمر، وهددك بإبلاغ الشرطة عنك. |
(Gülüşmeler) Attığım tweet şuydu: Eğer bir hacker tarafından cinsel tacize uğrayan bir kadınsanız ve bilgisayarınıza girmekle sizi tehdit ediyorsa benimle iletişime geçebilirsiniz. Cihazınızın adli olarak gözden geçirildiğinden emin olmaya çalışırdım. | TED | (ضحك) والتغريدة التي نشرتها كانت إذا كنت امرأة قد تم الاعتداء عليها جنسياً من قبل مخترق حواسيب وهددك ذلك المخترق باقتحام أجهزتك، يمكنك التواصل معي وسأحاول أن أتأكد من خضوع جهازك إلى مسحٍ جنائي كامل لضمان سلامته من أي اختراق رقمي. |
Ve seni de tehdit etti. | Open Subtitles | وهددك |