ويكيبيديا

    "وهذا يشمل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • de dahil
        
    • da dahil
        
    • da dâhil
        
    • de dâhil
        
    • dahil mi
        
    Tüm davalarda, kız kardeşininki de dahil, kurbanlar olay yerine zorla götürülmemiş. Open Subtitles على اي حال, وهذا يشمل اختك ليس هناك دليل على أن الضحايا اجبروا لذهاب
    Ama, ben bu insanlara bir söz verdim, onlara daha güzel bir yaşam vaad ettim ve buna, güvenlikleri de dahil. Open Subtitles ولكن أنا قدمت وعد هؤلاء الناس أنني سوف تؤدي بهم إلى وجود أفضل وهذا يشمل حمايتهم.
    Lazerler dişçilikte, diyabetlilerin yaralarının iyileştirilmesinde ve ameliyatlarda kullanılabiliyorsa eğer, düşünülebilecek diğer her şey için de kullanılabilirdi. Bunlara hücrelerin içine ilaç taşımak da dahil. TED فإذا كان الليزر يستخدم في طب الأسنان وعلاج إصابات مرضى السكر والعمليات الجراحية فيمكن استخدامه في أي شيء تتخيله وهذا يشمل إيصال العلاج إلى الخلايا.
    Vermeyeceğim. Adamımla uğraşmayın, buna arabası da dahil. Open Subtitles لا لن افعل توقف عن العبث مع صديقي وهذا يشمل سيارته
    ...iyice yıkanın, beyler buna yarasa mağaranız ve çalılığınız da dâhil. Open Subtitles لذا ، يا اولاد ، اغتسلوا وهذا يشمل أنوفكم و أفخاذكم
    Buna dondurma ve kurabiye gibi şeyler de dâhil. TED وهذا يشمل منتجات مثل الآيسكريم، البسكويت
    Cadıları öldürmekten nasıl hoşlandığı kısımda dahil mi? Open Subtitles وهذا يشمل فكرة قتله للساحرات؟
    Hikayenin anlatılmasını istemiyordun, çeneni kapalı tutmalıydın ve buna içtiğin alkol de dahil. Open Subtitles كنت لا تريد قال قصتك، تحتاج إلى الحفاظ علي فمك مغلقا، وهذا يشمل الكحول كنت تصب في ذلك.
    Kraliçeninkiler de dahil saraydaki bütün muhafızların sorgulanmasını istiyorum. Open Subtitles اريد ان يُستجوب كل حارس بهذا القصر وهذا يشمل حرس الملكة
    Biz güvenlik birliğiyiz işimiz Traugott'un aktiflerini korumak buna o işçiler de dahil. Open Subtitles نحن وحدة آمن وظيفتنا هي حماية أصول تراغوت وهذا يشمل أولئك العمًال
    2016 tarihli bir tüketici finansmanı araştırması, sıradan siyahi bir ailenin varlığının yaklaşık 17.000 dolar olduğunu ve buna evlerinin de dahil olduğunu, beyaz bir ailenin ise 170.000 dolar civarında olduğunu gösteriyor. TED الدراسة التى تمت فى 2016 عن تمويل المستهلك تشير إلى أن الأسر ذو البشرة السوداء لديها حوالي 17,000 دولار في الثروة وهذا يشمل الإنصاف في المنزل بينما الأسر ذو البشرة البيضاء لديها حوالي 170,000
    Buna gördüğü, duyduğu, hissettiği şeyler de dahil. Open Subtitles وهذا يشمل الرؤية والسمع والإحساس.
    Buna aletin de dahil. Open Subtitles وهذا يشمل اللتي الخاص بك لحم الخنزير.
    Buna uyumak, yemek yemek, sıçmak da dahil. Open Subtitles وهذا يشمل النوم، الأكل وارتكاب الحماقات هل فهمت ذلك؟
    4. Daima deplasmanda, kendi sahanda asla. Arkadaşların ve komşuların yatakları da dahil. Open Subtitles رابعاً دائماً اجعلى المتعة بعيداً عن المنزل وهذا يشمل مضاجعة الاصدقاء والجيران
    İndirimli paraşütle atlama da dahil. Open Subtitles وهذا يشمل تلك العطلة عندما ذهبت للغوص الجوي.
    Çok daha büyük bir yerimiz var ve bir anlamda geniş yelpazeli ekipmanları kullanıma sunuyoruz. Buna daha önce bahsettiğim dijital ve analog üretim araçları da dahil ve üyelik sistemiyle herkese açık. TED نحن حالياً في مكان أكبر، ونحن نوعاً ما نقوم بتوفير مجموعة كبيرة من المعدات، وهذا يشمل أدوات التصنيع الرقمي التي ذكرتها، وأدوات تناظرية، لأي شخص بنظام العضوية،
    Büyükanneniz bana o ölünce sizin ne olacağınız da dahil her şeyi anlattı. Open Subtitles وهذا يشمل ما ستصبحون عليه بعد موتها
    Ve hiçbirimizin buna güçlü Harvey Specter'da dahil yapabileceği bir şey yok. Open Subtitles وهذا ليس شيئاً يستطيع أينا، وهذا يشمل هارفي سبيكتر) العظيم، الحيال دونه)
    Buna mantarlar, bitkiler ve hayvanlar da dâhil. TED وهذا يشمل فطرياتكم ونباتاتكم وحيواناتكم.
    Bu laboratuvar da dâhil. Open Subtitles وهذا يشمل هذا المعمل
    Ve buna kendi bedenlerimiz de dâhil. TED وهذا يشمل أجسادنا.
    Şu zeplinler de dahil mi? Open Subtitles وهذا يشمل المناطيد ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد