ويكيبيديا

    "وهذا يعطينا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bu bize
        
    • veriyor
        
    • Bu da bize
        
    Yani, bu bize gözümüzde canlandırabileceğimiz, algılayabileceğimiz bir şekil verir. TED وهذا يعطينا نسق يمكنان تخيله .. ويمكننا فهمه
    Evrim geçiren maddenin canlı olduğunu iddia ediyorum ve bu bize evrim geçirebilen madde oluşturma fikri veriyor. TED أنا أقدم لكم اقتراحا بأن المادة التى يمكنها التطور والارتقاء هى حية، وهذا يعطينا فكرة صناعة المادة القابلة للتطور.
    bu bize, parkur boyunca hangi anlarda zihinsel olarak ne kadar zorlandığı göstererek sürücünün zihinsel iş yükü hakkında bir ölçüt veriyor. TED وهذا يعطينا مقياسا لجهد العمل العقلي، ما هو فعلاً مقدار التحدي الإدراكي للسائق في أي نقطة على طول المضمار.
    Bu da bize birazcık ipucu veriyor, çünkü bu tür davranışsal normları kodlayan çevrimiçi alanlar var. TED وهذا يعطينا بعض الشيء دليل، لأن هناك فضاءات على الإنترنت تقوم بترميز هذه الأنواع نفسها من المعايير السلوكية.
    Bu da bize canlılığın olasılıksızlığını ifade için iyi bir yol veriyor. TED وهذا يعطينا دلالة جيدة لتقدير.. عدم احتمالية الحياة.
    Ve bu bize üç boyutlu proteinin somut bir modelini ve nasıl kıvrıldığını, tüm geometrik inceliklerini verir. TED وهذا يعطينا نموذجا ملموسا للبروتين الثلاثيّ الأبعاد وكيفيّة انطوائه وكلّ التعقيدات الهندسيّة الرياضيّة.
    Bu, bize "uzay-zaman"ımızı veriyor. Uzayı ve zamanı tek ve sürekli bir maddeye dönüştürüyor. TED وهذا يعطينا الزمكان خاصتنا، بتحويل المكان والزمان إلى مادة واحدة متواصلة بشكل سلس.
    bu bize makinelerin ne yapacaklarını, ne yapamayacaklarını ve hangi işleri otomatikleştirecekleri veya tehdit oluşturabilecekleri üzerine benzersiz bir bakış açısı vermektedir. TED وهذا يعطينا منظورا فريدًا لما تستطيع الآلات فعله وما لا تستطيع فعله وما الوظائف التي يمكن للآلات أن تؤديها أو تهددها
    İlk önce, bir sürü test yapılıyor ve bu bize nerede olduğumuzu gösteriyor. TED أولاً وقبل كل شيء, هناك الكثير من الاختبارات المستمرة, وهذا يعطينا دلالة على وضعنا.
    Fakat bu bize yeni bir örneklem veriyor insanlığa yol göstermek için, şu ana kadar ezilmiş endüstriyel aracımıza ışık tutmak için, sadece karanlık ve düz bir yoldaymışız gibi hareket eden bir araç. TED وهذا يعطينا منهاج جديد للتفكير ليُرشد الإنسانية، ليُسلط الضوء على آليات، الصناعة التي لا تزال تستهلك الطاقة و كأنها لا تعمل سوى في طريق مستقيم مُظلم.
    bu bize devamlı bir madde akışı sağlar istediğimiz şekle sokabileceğimiz, ama bugün köşe blokları yapıyporuz. TED وهذا يعطينا دفقا مستمرّا من المواد والذي يمكن تشكيله إلى أي شكل تقريبا، على الرغم من أنّنا إلى اليوم نحن ننتج كتلا ركنية.
    bu bize sadece 12 saat yeterli olur. Open Subtitles وهذا يعطينا فقط 12 ساعه
    bu bize zaman kazandıracak. Open Subtitles وهذا يعطينا بعض الوقت
    bu bize büyük bir sorumluluk yükler. Open Subtitles وهذا يعطينا مسؤولية عظيمة
    Bu da bize o fotoğrafları gerçek hâle getirmek için yaratıcı bir şans verir. Open Subtitles وهذا يعطينا رخصة ابداعية لجعل تلك الصور حقيقة
    Bu da bize en azından 12 saat mi ne verir. Open Subtitles وهذا يعطينا على الأقل ما يقارب الـ 12 ساعة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد