Bu da demek oluyor ki bunu sana veren seni kazıklamış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن كل من باع لك أنها لم تفعل لك أي تفضل. |
Bu da demek oluyor ki kurban hayattayken odadaymış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنه كان في هذه الغرفة عندما كان لدينا الضحية على قيد الحياة. |
Bu da demektir ki, onun gerçekten nasıl davranacağını veya fiziksel evrenimizle eşleşip eşleşmediğini kestirmek indirgenemez derecede zordur. | TED | وهو ما يعني أنه سيكون من الصعب التعرف على ماهية سلوكها، و مدى تطابقه مع كوننا المادي. |
Yazdığına göre, Paula Gray 1948'de doğmuş Bu da demektir ki, Chaco'nun torunu olan bu kadın, 47 yaşında. | Open Subtitles | يتقول هنا أن بولا غراي ولدت في عام 1948 وهو ما يعني أن هذه المرأة حفيدة شاكو كانت 47 سنة |
demek oluyor ki iki kurban da aynı kişi tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ كِلا الضحيّتين قتلا من قبل الشخص نفسه. |
Bu demek oluyor ki başka biri Gideon'u öldürmek için Stephanie'nin gitarını kullanmış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن شخص آخر يستخدم الغيتار ستيفاني لقتل جدعون. |
- Yani arkadaşın, ya cinayet sırasında ya da sonrasında adamın evindeydi. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ صديقتك كانت في منزله إما أثناء أو بعد القتل |
erotik yaşamı olan tek varlıklar biziz, Bunun anlamı insan hayal gücünden dönüşen cinselliktir. | TED | نحن الوحيدون الذين لديهم الحياة الجنسية، وهو ما يعني أن الجنس تحول بواسطة الخيال البشري. |
Boğulmuş. Bu da demek oluyor ki su kulesine atıIdığında yaşıyormuş? | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها كانت على قيد الحياة عندما ذهبت داخل البرج؟ |
Bu da demek oluyor ki mermi o sırada çok hızlı değilmiş. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنه لم يكن السفر في سرعة عالية. |
Ama ben bir ruhbanım, ve Bu da demek oluyor ki onunla yakınlaşırsam, içini okuyabilirim. | Open Subtitles | لكني روحاني ، وهو ما يعني اني بحاجة الى أن اكون بالقرب منه |
Evet, dedin. Bu da demek oluyor ki, Ted'i vuran sendin Heather. | Open Subtitles | بلى فعلتِ، وهو ما يعني أنّه أنتِ من أطلق النار عليه |
Bu da demektir ki, geçmen gereken dört kapı var. | Open Subtitles | هنا في غرفة المولدات، وهو ما يعني أنّ عليكَ المرور خلال أربعة أبواب |
Bu da demektir ki, Connor'u sakladıkları yer her neresi ise, lokantadan uzak olamaz. | Open Subtitles | وهو ما يعني أينما كانوا يختبئون كونور لا يمكن أن يكون بعيدا عن العشاء. |
Bu da demektir ki asıl suçlu o dört kişiden biri. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ أحد هؤلاء الأربعة هو المذنب الحقيقي |
Bu demek oluyor ki, yapı, saldırıya uğrar ve enerji kaybederse kapı aşağı doğru sürgülenir ve kilitlenir. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّه إذا كان المجمّع يتعرّض لهجوم، فيفقد الطاقة ويغلق آلياً |
Bu demek oluyor ki işin buradaki ayağı hangi kutularda eroin olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ شخصاً ما هنا كان يعرف أيّ من هذه العُلب تحتوي على المُخدّرات. |
- Yani başladığımız yere döndük. - Hayır hayır hayır, bekle. | Open Subtitles | وهو ما يعني أننا عدنا إلى نقطة الصفر لا، لا، لا، تماسك |
Bunun anlamı da, araştırmamızı daha ileri seviyelere taşıyabiliriz. | Open Subtitles | وهو ما يعني بأننا نستطيع الاستمرار ببحثنا |
- Bu da daha bitmediğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّ الأمر لم ينتهِ بعد. |
Bu, daha fazla hasta tedavi edilebir, daha fazla can kurtarilabilir anlamına gelir. | TED | وهو ما يعني المزيد من المرضى يمكن علاجهم، يمكن حفظ المزيد من الأرواح. |
Bazen Altın şehri anlamına gelen Egoli de denen Johanesburg'a geri dönelim. | TED | لنعد الى جوهانسبورغ، والتي تسمى في بعض الأحيان ايغولي، وهو ما يعني مدينة الذهب. |
Walker gittiği zaman ve Stephanie'nin kaybolduğu zaman arasında orada olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنه كان هناك ما بين عندما غادر ووكر وعندما اختفى. |