Kesinlikle ve onlar zenginliklerini kaybetmekten hoşlanmazlar. | Open Subtitles | بالضبط. وهُم لا يُحبّون أن يردّوا الأشياء. |
Evet, üvey kardeşim ve onlar yanılıyorlar. | Open Subtitles | أجل، غير الشقيق، وهُم مُخطئين. |
Ben buradayım ve onlar yoklar. | Open Subtitles | أنا هنا وهُم لا |
Bayan Sawyer lütfen beni dinleyin. Siz grevdesiniz ve onlar geri adım atmayacak. | Open Subtitles | من فضلك يا سيدة (سوير)، اسمعيني أنتِ مُعترضة، وهُم لن يتراجعوا |
ve onlar iyi insanlar. | Open Subtitles | وهُم شَعبُاً طيب. |
Sanırım ben o "biz ve onlar" eşitlemesinin diğer tarafında kalıyorum. | Open Subtitles | أخمن فقط لإننى على الجانب الخاطئ ( من هذه المُعادلة ( نحن وهُم |
ve onlar yalnızca kazanmakla ilgilenirler. | Open Subtitles | وهُم يستجيبون للسلطة |