O gece samimi olmaya başladık ve kendimi ondan hoşlanmaya başlarken buldum. | Open Subtitles | انهينا تلك الليلة , بتعاطينا للحشيش معا ووجدت نفسي منجذبا لها بشدة |
Neyse, ben zorluklara rağmen psikiyatriye devam ettim ve kendimi İngiltere'nin en iyi hastanelerinden birinde eğitim alırken buldum. Kendimi çok seçkin hissediyordum. | TED | أيًا كان، أكملت طريقي وتخصصت في الطب النفسي ووجدت نفسي أتدرب في بريطانيا في أحد أفضل المستشفيات في هذا البلد. |
Bir yazar oldum ve kendimi büyülü bir hikayenin ortasında buldum: Sözde Üçüncü Dünya'da umudun uyanışı. | TED | أصبحت كاتبًا ووجدت نفسي وسط قصة سحرية: صحوه أمل في معظم أنحاء ما يسمى بالعالم الثالث. |
ve kendimi, niçin bir şeyleri ülkedeki diğer insanlardan daha farklı olarak gördüğümü düşünürken buldum. | TED | ووجدت نفسي مستغربة لما أنني رأيت الأمور بشكل مختلفٍ جداً عما يراه العديد من الناس في أجزاء مختلفة من البلاد. |
Alayım tamamen yok edilmişti. ve kendimi düşman saflarının arasında kaybolmuş buldum. | Open Subtitles | وكتيبتي قد دُمرت، ووجدت نفسي تائهاً خلف خطوط العدو. |
Bu cevap beni benden almıştı ve kendimi Caroline'e aşık olmaya başlkarken buldum | Open Subtitles | كنت انفجر غضبا لاجابتها ووجدت نفسي اغرق في حب كارولين |
Bunları sizin adınıza ben de savundum ve kendimi az daha sokakta buluyordum. | Open Subtitles | لقد حاربت تلك الأمور على طريقتك ووجدت نفسي تقريباً في الشارع |
ve kendimi kayıp hissettim yani duyduğum o kadar sesin içinde. | Open Subtitles | ووجدت نفسي ضائعًا، تعرف، عند سماع هذا الصوت. |
Bu 11 Eylül saldırısından hemen birkaç hafta sonrasında çekildi ve kendimi, o gün olanları beş yaşındaki birinin anlayabileceği şekilde anlatmaya çalışırken buldum. | TED | هذه الصورة التقطت بعد اسابيع من احداث 9\11 ووجدت نفسي حينها مضطراً لكي أفسر لطفلتي ماحدث على نحو تستطيع إبنة 5 اعوام استيعابه |
ve kendimi sınıf arkadaşlarıyla ve meslektaşlar, profesörler, arkadaşlar, hatta akrabalarla konuşuyor halde buldum. Benim kendi kurallarımı ve kendi niyetlerimi sorgulamaya başladılar. | TED | ووجدت نفسي في نقاشات متتابعة مع زملائي في الدراسة و الزملاء والأساتذة والأصدقاء، وحتى الأقارب، قد بدأوا التساءل حول دوري وطموحاتي. |
ve kendimi şunu düşünürken buldum: Nasıl oluyor da çok farklı görüşleri olan çok sayıda insan gerçekten iletişime geçme şansını bulabiliyordu? | TED | ووجدت نفسي متعجبةً: كيف يمكن لعدد كبير من الناس أن تكون لديهم الفرصة في التواصل الحقيقي مع أشخاص لديهم وجهات نظر مختلفةٍ تماماً؟ |
İşe geldim ve kendimi gelecekte buldum. | Open Subtitles | جئت للعمل ووجدت نفسي في المستقبل |
Bu yüzden Bakersfield'dan San Francisco'ya giden otobüse atladım ve kendimi eşcinsel merkezinde buldum. | Open Subtitles | فاستقللت الحافلة إلى (سان فرانسيسكو) ووجدت نفسي في مركز للشاذين |
Birkaç sene sonra UCLA'dan mezun oldum ve kendimi NASA'da buldum. Jet fırlatma laboratuvarında çalışıyorum ve ekibimizin uğraştığı şey, güneş sistemini 3 boyutlu olarak görselleştirmek. Bugün size, şimdiye dek neler yaptığımızı göstereceğim. | TED | حسنا، بعد عدة سنوات، تخرجت من جامعة كالفورنيا- لوس أنجلوس ووجدت نفسي في ناسا، أعمل في مختبر الدفع النفاث، وهناك تم تحدي فريقنا لإنشاء معاينة ثلاثية الأبعاد للنظام الشمسي، وأود اليوم أن أعرض عليكم ما فعلناه حتى الآن. |
Bir gün kıdemli olarak başarı kazanabilirsem, ve kendimi bir gazete için yazarken bulursam, herkesten ziyade, bu küçük peptarkın çok daha farklı bir anlam kazanacağına eminim. | Open Subtitles | لو وصلت للمستوى العالي ووجدت نفسي اكتب على ورقة بالأحرى أكثر من أي شخص سيكون لهذه الحيوية معنى إضافي - ولكن فقط أعطيني جزء... -لاحقاً.. |