- Bana celp gelmemesi ve karalisteye alınmamam acemi şansıydı. | Open Subtitles | اسمع، إنه جيّد لم يتم أستدعائي ووضعي على القائمة السوداء. |
Söz ver. Aksi takdirde kelepçeleri tak ve beni arabanın arka koltuğuna götür! | Open Subtitles | عدني، أو يمكنك القبض عليّ الآن ، ووضعي في المقد الخلفي في سيارتك |
Torpil yapıp beni o gemiye aldırabilirsen gözlerin ve kulakların olurum. | Open Subtitles | يمكنك سحب السلاسل ووضعي على تلك السفينة وسوف اكون عينيك وأذنيك، |
Yararlanacak pozisyona getirdiniz ve birden pasif mi geldim. | Open Subtitles | ووضعي في موقف ضعيف وفجأة أنا مجهولة بالنسبة لكم |
Bak, burada kendini kanıtlaman gerektiğini biliyorum ve benim ağzımın payını vermek de bunun yollarından biri. | Open Subtitles | اسمعي، أعلم أنّك بحاجة لإثبات نفسك هنا ووضعي بمكاني المناسب طريقة لفعل ذلك ولكن واحدةً منّا مفقودة |
- İşler tıkırında gidecek. - Bana celp gelmemesi ve karalisteye alınmamam acemi şansıydı. | Open Subtitles | اسمع، إنه جيّد لم يتم أستدعائي ووضعي على القائمة السوداء. |
Bu aynasızlar gelip beni alacak ve o misyoner adasına tıkıp bir beyaza dönüştürecekler. | Open Subtitles | الشرطة جائوا ويريدون أخذي بعيداً ووضعي في جزيرة الإرسالية إجعلني مخفي عن الرجل الأبيض |
Sonra aynı zamanda beni tutuklattın ve hapse gönderdin? | Open Subtitles | بعد أن تسببتي بأعتقالي ووضعي في السجن مرة أخرى؟ |
Son sekiz yıldır bunu yapıyorum ve meyvesini vermek üzere. | Open Subtitles | هذا تحديداً ما كنت أقوم به خلال آخر 8 أعوام لأجل ووضعي على وشك التحسّن. |
Son sekiz yıldır ben de bunu yapıyorum ve karşılığını almak üzereyim. | Open Subtitles | هذا تحديداً ما كنت أقوم به خلال آخر 8 أعوام لأجل ووضعي على وشك التحسّن. |
Beni M-99'la bayıltıp o uçağa bindiren ve buraya getiren kişi ya sendin ya da senin gibi biriydi. | Open Subtitles | أظن أنك قمت، أو شخص مثلك، بحقني بالمخدر ووضعي على متن تلك الطائرة حتى وصلت إلى هنا. ماذا تظن هاك؟ |
İmzamı attım ve kanunla olan hesabım görüldü. | Open Subtitles | موقع فيها اسمي ووضعي من القانون بشكل صريح |
Daha derinlere seyahat edip ruhumun derinliklerine ulaşmamı söyleyen sendin ve yaptım da. | Open Subtitles | كنت تتحدث عن موعدي مع احد ملاك المعارض باستمرار وكيف أني بحاجة الى اكتشاف اعماقي وتحرير نفسي ووضعي روحي في فني وهذا ما فعلته |
Çok seyehat ediyordum bebeğim ve annen ile ben... | Open Subtitles | أنا أسافر كثيراً... ووضعي أنا وأمّك- ماذا؟ |
Quinn'in cihatçıları ortadan kaldırdığı operasyonunuz var ya operasyona birisi sızmış ve benim adımı kutuya koymuş. | Open Subtitles | عمليتك الخاصة بتصفية (كوين) للإرهابيين هناك من علِم بها ووضعي اسمي كهدف |
Ross Poldark'ı adamakıllı gözden düşürmek ve onun yerine beni aday olarak göstermek. | Open Subtitles | ووضعي كمرشح بديل عنه |
Senin Hodgins ile olan deneyimin ve benim Booth ile... ..olan durumumu son beyin kimyası buluşları eşliğinde karşılaştırmak istedim. | Open Subtitles | أردت مقارنة تجربتكِ مع (هودجينز) مع إكتشافات كيمياء الدماغ الأخيرة... ووضعي الحالي مع (بوث). |