Ölüm'e gülümsüyor Tanrı'ya kıkırdıyor, kendisine gülüyor ve kızlara gülücükler yolluyor. | Open Subtitles | يضحك ضكة خافتة من المولى . .. يضحك في نفسه ويبتسم للبنات |
ÇARŞAMBA Apartmandan çıkıyor tam olarak yedi adım atıp duruyor ve gülümsüyor. | Open Subtitles | إنه يخرج من المبنى يخطو سبع خطوات بالتحديد ، يتوقف ويبتسم |
Önüne bakıyor ve yan koltuktaki karısına gülümsüyor. | Open Subtitles | يتطلع إلى الأمام، ويبتسم في زوجته في المقعد المجاور له |
Yani hani bilirsiniz, hoş birini görürsünüz ve o da size gülümser ve sonra kalbiniz sanki kızarmış ekmek üzerindeki tereyağı misali erir ya? | Open Subtitles | لأنكِ تعلمين كيف هو الشعور عندما تقابلين شاباً لطيفاً ويبتسم وقلبك يصبح مثل زبدة ساخنة تنسكب على خبزٍ حار |
gülümseyerek konuşuyordu, birden başιma vurdu. | Open Subtitles | كان يرافقنا وهو يتحدث ويبتسم ، ثم ضربني على رأسي |
Ağlamayı kesti. Göz kırpıp gülümsüyordu tekrar tekrar kırpıyor ama ağlamıyordu. | Open Subtitles | توقف عن البكاء كان يغمز بعينيه ويبتسم |
Bana sürekli bakıyor ve gülümsüyor. | Open Subtitles | دائماً يلاحقني بعيناه ويبتسم لي |
Bana sürekli bakıyor ve gülümsüyor. | Open Subtitles | دائماً يلاحقني بعيناه ويبتسم لي |
Mutlu sanıyordum. gülümsüyor, kahkaha atıyordu. | Open Subtitles | لقد ظننت أنه أسعد، لقد كان يضحك ويبتسم |
Caka satmıyor, her zaman gülümsüyor. | Open Subtitles | ليس سكّيراً، ويبتسم طول الوقت |
Hepsi mutlu, gülümsüyor. | Open Subtitles | كل واحد سعيد ويبتسم |
Maç boyunca Hisoka, ilk defa harekete geçti. Ayrıca hafifçe gülümsüyor. | Open Subtitles | يتحرّك (هيسوكا) لأوّل مرّة في هذا القتال ويبتسم إبتسامة خفيفة! |
Sonra da gülümsüyor." | Open Subtitles | .ويبتسم |
Duyar ve gülümser, emin olabilirsin. | Open Subtitles | هو يسمعني ويبتسم أراهنك على هذا |
Ama onu önümde gülümseyerek dikilirken görünce boğazına yapışasım geldi. | Open Subtitles | ولكن عندما رأيته واقف هنا ويبتسم أردت أن أخنقه |
Bana bakıyor ve gülümseyerek diyor ki... | Open Subtitles | وكان يتطلع فقط في وجهي ويبتسم ويقول... |
Kızın elini tutmuştu, gülümsüyordu. | Open Subtitles | كان يمسك بيدها ويبتسم |