ويكيبيديا

    "ويتحدث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşuyor
        
    • konuşan
        
    • konuşması
        
    • konuştuğunu
        
    • konuşmaya
        
    • konuşurdu
        
    • konuşacak
        
    • konuşuyordu
        
    Ve herkes birbiri ile konuşuyor. Bunlar artık haritada yalıtılmış noktalar değil, bizim yarattığımız bir ağ. TED ويتحدث الجميع مع بعضهم البعض. لم تعد نقاط متفرقة على الخارطة بتاتاً، إنها شبكة قمنا نحن بصنعها.
    Yürüyüp, konuşuyor ve eski hayatı da hatırlıyor ama artık sen değilsin. Open Subtitles ويمشي ويتحدث و ويتذكر حياتك ولكنه ليس أنت
    Cevap veriyor, başkasıyla konuşurmuş gibi kendi kendine konuşuyor. Open Subtitles ويجيب على الهاتف ويتحدث الى نفسه إلا انه شخص آخر
    Tıpkı onlar gibi görünen, konuşan ve davranan bir model? TED نموذجاً يبدو ويتحدث ويتصرّف مثلهم تماماً؟
    Onu gördüm, durdum, ve geri gelip seninle konuşması için onu ikna ettim. Open Subtitles رأيته، ثم توقفت و أقنعته ليعود ويتحدث إليك
    Ne içtiğini ne de konuştuğunu gördüm. Open Subtitles ‫فهو لا يشرب على الاطلاق ‫ويتحدث حتى أقل من ذلك
    1-14 deki adamın sorunu ne, ne zaman dışarı çıksam beni takip ediyor ve konuşmaya çalışıyor. Open Subtitles ماخطب الرجل في غرفة 114 ؟ في كل مرة أعبر بالجانب يتبعني ويتحدث إليَّ
    Çenesi düşük ihtiyar çok konuşurdu. Open Subtitles ان هذا العجوز القديم كان يدردش ويتحدث كثيرا
    konuşacak kişi sen değilsin, sadece partiyi planlıyorsun, hiçbiriniz de hiçbiriniz, bu kadının arkasına saklanmak yerine direkt benle konuşamadınız öyle mi? Open Subtitles ولستِ انت الشخص الذي سيتكلم انت فقط المخططه لهذا التدخل .. واحد منكم واحد منكم كان يجب ان يتجرأ .. ويتحدث معي
    Bir saat önce karşımda oturmuş benimle konuşuyordu. Open Subtitles كيف حدث ذلك؟ كان جالس ويتحدث معي منذ ساعة
    Kalktı, konuşuyor ama el ve ayaklarını yeniden kullanması kafatasındaki çatlağın iyileşmesinden daha uzun sürecek. Open Subtitles لقد استيقظ ويتحدث شفاء الذراع والكتف سيتطلب وقتا بسبب تمزقهما جراء دخول شظايا بها
    - Çatıya çıktı. Saçma sapan konuşuyor. Open Subtitles أنه في الأعلى على السطح، ويتحدث بطريقة جنونية.
    Geceleri yanıma gelip, benimle konuşuyor. Onlara söylemelisin. Open Subtitles إنهُ يأتي في الليل ويتحدث إليَ عليكَ ان تخبرهم
    Şimdiyse yazılımındaki 'arka kapıyı' düzeltmeye çalışyıor ve senin gibi şirket adamlarıyla konuşuyor. Open Subtitles والآن يحاول أن يصلح الأمور عن طريق إدخال باب سري في تصميم البرنامج ويتحدث لشركات نصابة مثل شركتك
    Bu adamlar zaten diken üstünde ama bizimki kaptanın yalanlarından hırsızlığından bahsederek onları daha da kızdıracak ve sonra terk edilmiş bir sahilde, seçim konuşuyor olacağız. Open Subtitles وهو يريد أن يغضبهم أكثر بإخبارهم عن قبطان كاذب ولص ثم يقف على شاطئ مهجور ويتحدث عن انتخابات
    Evet, bir prens gibi görünüyor ve bir uşak gibi konuşuyor ama üstünkörü nedenler adını onunkinin yanına yazdırmak için yeterli değil. Open Subtitles نعم بالطبع,هو يبدو مثل امير ويتحدث مثل كبير الخدم, لكن تلك الاسباب السطحية ليست سبباً لتجعلك تكتبين اسمك بجانب اسمه
    Sakallı, İspanyolca konuşan. Hakiki bir gizli polis olacağını söyledim. Open Subtitles لديه لحية ويتحدث الأسبانية ويصلح كضابط للعمليات السرية
    Bu genç adam hayatında yürüyen ve konuşan makina görmedi. Open Subtitles حتى هذا الأسبوع، ذلك اليافع ربما لم يرَ آلة قطّ، ناهيك أن المرء يسير ويتحدث.
    Bence, bu beyefendi şüpheli biri ve birinin onu bulup konuşması gerek. Open Subtitles بالنسبة ليّ، هذا السيّد المثير الإهتمام وعلى أحدهم يجب أن يجده ويتحدث إليه.
    Oturup konuşması bile şaşırtıcı. Open Subtitles لا أصدق بأنه يجلس ويتحدث بحالته هذه
    Ondan birkaç gece önce onun banyo lavabosunun altında bağdaş kurmuş bir şekilde ağlayarak kendi kendine konuştuğunu gördüm. Open Subtitles أقصد عدة ليالي قبل ذلك أنا رأيته يهذي بشكل هلوسات ويتحدث إلى نفسه
    cezaevi nakil aracının şöforü hakkında. uyanıp konuştuğunu söylüyor. Open Subtitles إنه بشأن سائق شاحنة السجن إنها تقول أنه مستيقظ ويتحدث.
    Ayaklanıp konuşmaya başladığını söyledi ama telefona vermiyor. Open Subtitles لقد قالت انه صاحي ويتجول ويتحدث لكنها لا تضعه على الهاتف
    Dünyadaki güzellikleri fark eder, onlar hakkında okuldaki diğer çocukların konuşamayacağı şekilde konuşurdu. Open Subtitles كان يلاحظ تلك التفاصيل الموجودة في العالم ويتحدث عنها بطريقة لا يفعلها أي شخص آخر في الثانوية
    Böyle bir adamın GP ile konuşacak nesi olabilir bizi ispiyonlayacak. Open Subtitles الآن , ماذا يفعل شخصاً كهذا ويتحدث مع السلطة المحلية ؟ سوف يشيء بنا
    Kendisini kaydettirdi ve sonra, gelen ön seçim için eğitim aldı ve seçim gününde sadece çıkarma dağıtmıyor seçmenlerle konuşarak insanları oy vermeye teşvik ediyor ve yoldan geçenlerle seçim hakkında konuşuyordu. TED سجّل نفسه، ومن ثم تعّلم عن الانتخابات التمهيدية المقبلة وفي يوم الانتخابات، كان هناك لا يوزع الملصقات وحسب، بل يدردش مع الناخبين ويشجع الناس ليصوتوا، ويتحدث مع العابرين عن الانتخابات.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد