Şimdi tanıdığım kadınları öldürüp ve bulmam için ortada bırakıyor. | Open Subtitles | الآن يقتل النساء التي عرفتهن ويترك جثثهن لي لابحث عنهن. |
Görünüşe göre tüm altınları topluyor ve geriye kalanları bırakıyor, buna elmaslarda dahil. | Open Subtitles | يبدو أنه يجمع كل المشغولات الذهبية ويترك أي شيء أخر بما فيهم الماس |
Kim atları ve adamları alıp değerli eşyaları çürümeye bırakır? | Open Subtitles | من يقوم باخذ الرجال والاحصنة ويترك الاشياء الثمينة لتفسد ؟ |
Ne türden bir soyguncu bir evi soyar ve böyle bir yüzüğü kurbanın parmağında bırakır? | Open Subtitles | أي لص يسطو منزل ويترك خاتماً كهذا على اصبع الضحية ؟ |
Sonra da suda genişleyen poliüretanı boruya doldurup boğulmaya mı terk ediyor? -Üstüne üstlük başlıca cinayet zanlımız beş yıldır hapis yatıyor. | Open Subtitles | ثم يصب البولي يوريثان المائية توسعية في هجرة ويترك الضحية ليغرق |
Ama neden bu cesetten kurtuldu da, yaşlı kadınınkini bıraktı? | Open Subtitles | لكن لماذا يتخلص من هذه الجثة ويترك العجوز ؟ |
kendi işine baksın da zavallı kızı rahat bıraksın. | Open Subtitles | دعه يهتم بشؤونه ويترك الفتاة الفقيرة لوحدها |
Üstelik katilimizayrılmadan önce 911'i arayıp telefonu açık bırakacak kadar da nazikmiş. | Open Subtitles | ومن ثمّ وقبل مغادرته كان القاتل لطيفاً بما يكفي ليتّصل بالطوارئ ، ويترك الهاتف مرفوعاً |
Biraz sakar ve arkasında deliller bırakıyor ama yine de tehlikeli biri. | Open Subtitles | في منتصف الليل. إنه أخرق ويترك ورائه أدلة ولكنه لا يزال خطير. |
Bob ipi çekiyor ve gerisini diğer evde bırakıyor, siz de asla bulamıyorsunuz." | Open Subtitles | ويترك الباقي في المنزل حيث لن تتمكّن من إيجاده |
Silahı evine saklayıp kanlı giysisini kız arkadaşının dairesinde bırakıyor. | Open Subtitles | ويخفي المسدس في منزله ويترك قميص ملطخ بالدم مرمي في شقة صديقته؟ |
Direksiyonu kırıyor, frene basıyor ve yolda bu lastik izini bırakıyor. | Open Subtitles | انه يتحرف عن الطريق يقوم بضغط الفرامل ويترك أثار الانزلاق هذا على الطريق |
Anında kel bölgeyi kapayarak, size güzel bir saç bırakır. | Open Subtitles | انه تماما يزيل الصلع ويترك لك مظهراً جذاباً |
Ama biliyorsun kilise iyi olanı alır diğerlerini rafta bırakır. | Open Subtitles | تعرفين، النوع الذي يرتاد الكنيسة ويترك الباقي على الرف |
Ne isterse alır ve geride sadece cesetler bırakır. | Open Subtitles | يأخذ ما يريده، ويترك فقط ممرا من الأجساد |
Kaçık herif, ayağa kalkıp evsiz adamı yumruklamadan önce çocuğa annesini almasını ve vagonu terk etmesini söylemiş. | Open Subtitles | قبل ان يستيقظ هذا المخبول وضرب الرجل المتشرد , قال للطفل ان ياخذ امه ويترك السيارة. |
Sonu vurulup bir sığınakta ölüme terk edilmek oldu. | Open Subtitles | وتختتم بأنه يقتل ويترك ميتاُ في مخبأ قديم |
Pılını pırtını toplayıp gecenin bir yarısı çocuklarını terk eden bir adam. | Open Subtitles | يحزم أمتعته ويترك أولاده في منتصف الليل. |
Adam kanepede yatıp karısıyla çocuklarını savunmasız bıraktı. | Open Subtitles | ينام على الاريكة ويترك الزوجة والاطفال في الاعلى |
Peki niye izleri tamamen silip sigara izmaritini bıraktı? | Open Subtitles | إذًا لم يمسح البصمات بالكامل ويترك السيجارة؟ |
Sonra o gitti, sana bir mektup bıraktı, sen hala mutlu değilsin. | Open Subtitles | بعد ذلك عندما يذهب، ويترك لكِ رسالة، لا تزالين غير سعيدة. |
Neden silahını alıp alyansını bıraksın ki? | Open Subtitles | لمَ قد يحتاج لأخذ أسلحته ويترك خاتم زواجه؟ |
O zaman söyle seni rahatsız etmesin, bana da mesajını bıraksın. Chuck ile ilgiliymiş. | Open Subtitles | إذاً، أخبريه أن يتوقف عن إزعاجكِ بالإتصال ويترك ليّ رسالة. |
Sonra ben de düşündüm, birkaç bin dolar uyuşturucu parası çalıp arkasında tanık bırakacak kim vardır? | Open Subtitles | ففكرت في نفسي "من هو الشخص الذي يريد سرقة بضعة مئات الآف من أموال مخدرات ويترك خلفه شاهدًا؟" |