Birisi bu sömürge sisteminin başında oturmuş... ...Dini kullanarak elimizdekileri alıp bizden kurtulmak istiyordu. Petrolü, elması... ...altın ve topraklarımızı istiyorlardı. | TED | أنه شخص ما يجلس في مكان ما ويتلاعب بالنظام، ويستخدم الدين لأخذ ما يريدونه منّا. الذي هو البترول، الماس، الذهب والأرض. |
Gerçek desteyi değiştirecek ve ayarlanmış elleri oynayacak. | Open Subtitles | ومن ثم يقوم بالتبديل بينهما ويتلاعب بيديه |
Apaçiler olmasa müritlerinin ilgisini çekecek ve manipüle edecek başka bir kültür bulacaktı. | Open Subtitles | كان سيجد حضارة أخرى ليجذب ويتلاعب بتابعيه مثل مانسون, كالي تم اجباره |
Eğer kendimiz açık tutar ve hiç bir eylem yapmazsak birisi bizlerin aldığımız ürünlerin bir köle yapımı olmasını sağlar ve bizim hükümet yönergelerin içinde olur. | TED | إذا لم نفعل شيئا بحيال الأمر نحن نترك المجال لأنفسنا مفتوحا لأن يأتي شخص ما ويتلاعب على الحبال ويربطنا بالعبودية من خلال المنتجات التي نشتريها و خلال قوانين حكوماتنا. |
- O sizi sol avucuna alıyor... ve sağ elinden tavşan çıkarıyor! | Open Subtitles | - يجعلكم تنظرون ليده اليسري ويتلاعب بيده اليمني كما يشاء |
Bu karıncalar yakmak için kullanılan adam bir büyüteç ile bu otopark tatil de İncil okul şimdi sadece ben ve ölüm arasındaki şey ? | Open Subtitles | الشاب الذي كان يحرق النمل في الحديقة ويتلاعب بالسيارات والأنابيب في المدرسة في عطلة المدرسةوالآن يعمل أشياءاً بين الحياة والموت؟ |
Pekala, yeniden bizimle yaşamaya başlayan babam, içerek ciğerini mahvetti ve hiçbirimizin bilmediği bir büyük kızı dahil tüm çocuklarını karaciğer bulmak için kafalamaya çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً , أبي , والذي يعيش معنا الآن تكراراً شرب حتى أفسد كبده ويتلاعب بأبنائه للحصول على كبد جديد . |
70'lerdeki toplantının üyeleri ile oynamıştı, şimdi de Greg ve benimle oynuyor. | Open Subtitles | لقد تلاعب بأعضاء جلسة السبعينات ويتلاعب بـ(جريج) وبي. |
Bunca zamandan sonra bile, Reddington... Tehlikeli, ve seninle oynuyor. | Open Subtitles | حتى بعد كل هذا الوقت ريدينغتون)، خطير ويتلاعب بكِ) |