Sanki içimde şişip şişip kabaran ve beni çıIdırtan bir şey var. | Open Subtitles | كما لو أن هناك شيئاً بداخلي يتورم ويجعلني مجنوناً |
Suratını öyle yapıyor ve beni güldürüyor. | Open Subtitles | لايمكنني إنه يفعل ذلك الوجه ويجعلني أضحك |
Bacaklarını daha ateşli yapıyor ve beni de biraz daha uzun. | Open Subtitles | فهو يجعل سيقانك اكثر جاذبية ويجعلني اطول قليلاً |
Sanıyorum ki bu tür kararlar vererek dünyaya çok önemli bir etkide bulunuyoruz ve bu benim gerçekten Google'ın bir parçası olmaktan gurur duymamı sağlıyor. | TED | وأعتقد أن القرارات التي تتيح لنا فعل ذلك لها تأثير هائل على العالم، ويجعلني بالفعل فخور بأن أكون جزء من قوقل. |
Bu benim için çok güzel bir şey ve bu sürecin bir parçası olmak beni daha çok minnettar yapıyor. | TED | بالنسبة لي، هذا مثير للدهشة، ويجعلني حتى أكثر امتنانًا لأكون جزءًا من هذه العملية. |
- Beni azarladı, zorladı aşağıladı ve beni o kadar ;güvensiz ve kaybolmuş hissettirdi ki. | Open Subtitles | كان يوبخني، يخاشنني ويسبني ويجعلني متزعزع الثقة وتائه |
Her yerden çıkan ve beni deli eden biri. | Open Subtitles | ماذا تعني من ؟ انه شخص يظهر في كل مكان ويجعلني مجنون |
Bunu alıcıdan saklamak sahtekarlıktır ve beni yükümlü yapar. | Open Subtitles | تخبئة أمرها عن المشتري احتيال ويجعلني مسؤولة قانونياً |
ve beni demokrasinin bakış açısından düşününce gerginleştiriyor. | TED | ويجعلني متوترة من وجهة نظر التفكير حول الديمقراطية . |
Içinde hırsızlık, cinayet askere rüşvet vermek... ve beni nişan tahtası yapmak gibi şeylerle dolu bir plan. | Open Subtitles | تتضمّن الإختطاف، القتل، فسادالجيش... ويجعلني في الواجهة. |
Sonunda kendini bana açmaya başladı görünüşe göre bu seni rahatsız etti ve beni daha da endişelendirdi. | Open Subtitles | اخيرا بدأت في الوثوق بي ... فيما يبدو بأن هذا يجعلك غير مرتاحة ويجعلني اكثر قلقاً |
Ve artık onun İngiliz olduğunu ve beni güldürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الآن أنّه انجليزي، ويجعلني أضحك |
Güzel kokuyor ve beni güldürüyor. | Open Subtitles | -يبدو طيباً نوعاً ما ويجعلني أضحك |
- Sıkıcı ve... beni biraz şişman gösteriyor. | Open Subtitles | ويجعلني كالمنتفخة |
Şimdi git buradan ve beni gururlandır. | Open Subtitles | الآن الخروج ويجعلني فخور. |
İşte bu yüzden her zaman senin bir gün önündeyim ve bu da çok zevkli. | Open Subtitles | ويجعلني أذكى منك بيوم واحد الشيء الذي أتمتع به أيضا |
Bu yasak âşk öğrenilirse herkese alay konusu olurum ve bu beni çok korkutur. | Open Subtitles | أن اصبح هذا الارتباط معروفاً سيجعل مني أضحوكة ويجعلني اشعر بالقرف |
Bunu biliyorum, ve bu beni pis ve kötü hissettiriyor. | Open Subtitles | أعلم ذلك، ويجعلني أشعر كأني متعفنة من الداخل، |
Ama senden gerçekten çok hoşlanıyorum ve bu beni geceleri uyutmuyor ve aptal gibi durmadan sırıtmama neden oluyor ve sürekli düşünebildiğim tek şey sensin. | Open Subtitles | ولكني معجب بك جداً وذلك يبقيني مستيقظاً في الليل ويجعلني أبتسم مثل الأبله وهذا كل ما أستطيع التفكير فيه |
ve bu durum camdan atlama isteği uyandırıyor bende. | Open Subtitles | ويجعلني أرغب بالقفذ خارج النافذة |