İnsanları akciğer kanseri yapıyorsun onlar sağlıklı yaşamaya çalışan masum insanlar. | Open Subtitles | قد تجعل الناس يصابون بسرطان الرئة وهم أبرياء ويحاولون العيش فى حياة صحية |
Sizce rüyamda beni boğmaya çalışan insanların olması eğlendirici mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الأمر ممتع عندما يأتى اشخاص ويحاولون قتلى أثناء نومى ؟ |
Benim derdim, tekneme gelip işleri aceleye getirmeye çalışan şu kanguruyla. | Open Subtitles | لكنني أتشاكل مع الطفيليين الذين يأتون لقاربي ويحاولون الالتفاف حولي |
Hatalarından bir şeyler öğrenmeye çalışırlar, ve ilerlerler. | Open Subtitles | يحاولون بأن يتعلموا من أخطائهم ويحاولون المضي في حياتهم |
Onlar bütün gün insanların dertlerini dinler ve onların problemlerine çözüm üretmeye çalışırlar. | Open Subtitles | الذين يجلسون ويستمعون لمشاكل البلاد طيلة اليوم ويحاولون حلها إن استطاعوا |
Canını en çok yakan şeyi bulur ve seni onunla yıkmaya çalışırlar. | Open Subtitles | انهم يقومون بالبحث عما يجرحك بشدة ويحاولون كسرك بها |
Tüm genomlarına bakıyor ve nedensel olarak genlere bağlı yoğun aktivite bölgeleri bulmaya çalışıyorlar. | TED | ويدرسون كامل جينوماتهم ، ويحاولون إيجاد المناطق المفعمة بالنشاط والتي هي مرتبطةٌ فعلياً بالجينات. |
Ve onları, sefil komşularından ve arkadaşlarından neyin ayırdığını saptamaya çalışıyorlar. Ve ortaya çıkan şu ki, | TED | ويحاولون تحديد مالذي جعلهم مختلفين عن اصدقائهم وجيرانهم التعساء وأتضح |
Ama o beton dağların arasında araç süren, yürüyen, hayatlarını yaşamaya çalışan başkaları da olduğunu unutmayın. | Open Subtitles | ولكن هناك آخرين يمشون ويقودون سياراتهم ويحاولون عيش حياتهم |
Hayır, o Crazy Don'dı. Kızlara kucağına oturmalarını teklif eden ve kuzey kutbunu bulmaya çalışan sakallı evsiz bir adam. | Open Subtitles | كلاَّ، إنّه مجرّد رجل متشرّد بـ لحيةٍ يطلبُ من الفتيات أن يجلسن على حضنه ويحاولون ايجاد القُطب الشّمالي. |
Benzer bir yaklaşımla, şimdi de gürültü kirliliği hakkında farkındalık yaratıp deniz hayatının daha doğal bir ses manzarasının tadını çıkarabilmesi için okyanusta sessiz bölgeler oluşturmaya çalışan insanlar var. | TED | حسنا، بطريقة مشابهة كثيرًا، هنالك أشخاص ينشرون الوعي بشأن مسألة التلوُّث الضوضائيّ ويحاولون خلق جيوب يسودها الهدوء والسكينة في المحيط، حتى تنعّم الحياة البحرية بالمزيد من الأصوات الطبيعية. |
Bir tarafta, nehrin sol kıyısında benim gibi gezegenleri araştırıp, çevreleri belirlemeye çalışan kişiler var. | TED | من جهة ، على الضفة اليسرى من النهر ، هناك أشخاص مثلي يدرسون هذه الكواكب ويحاولون التعرف على البيئات . |
Orada çalışan ve kayda değer bir şeyler yapmaya çaba harcayanları kastetmiyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يتحدثون عن الناس الذين يعملون هناك... ويحاولون ان يصنعوا شيئا ذو قيمه .. |
Büyük makineler inşa ederler, deneyler yaparlar, veriyi analiz ederler ve yeni parçacıklar gibi şeyler keşfetmeye çalışırlar, | Open Subtitles | هم يبنون الآلات الكبيرة ويشغلون التجارب ويحللون البيانات، ويحاولون اكتشاف الأشياء |
Bazen, sorunun ortasına seni kesip gardını düşürmeye çalışırlar. | Open Subtitles | أحـياناً في منتصف سؤال سيقاطعـونك ويحاولون الإيقاع بـِكِ |
Erkekler buluşup bir araya gelirler ve kızlara yazmaya çalışırlar. | Open Subtitles | مجموعة شبان يجتمعون ويحاولون مغازلة الفتيات والتحرش بهن؟ هذا فقط... |
Hastalar tamamıyla plejik olurlar, ve daha sonra bir beyin plastisitesi mekanizması sonucu iyileşmeye çalışırlar, bir dereceye kadar iyileşirler, maymunda da aynısı olur. | TED | فالمرضى في شلل سفلي نصفي تماماً، ويحاولون بعد ذلك التعافي بسبب آلية الدماغ المرنة، فيتعافون إلى حدٍ ما، بالضبط الشيء نفسه بالنسبة للقرد. |
Evet, bazı ülkeler bu konuda yaptığı yatırımlarla anılıyor ve yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. | TED | نعم ، الآن تلاحظ معظم الدّول أنها يجب أن تستثمر في هذا ويحاولون القيام بأفضل ما لديهم لفعل ذلك |
Cinsel içerikli mesajlaşma olmasını önlemeye çalışıyorlar. | TED | ويحاولون دائما منع إرسال المحتوى الجنسي كليا. |