Burada oturuyor ve ne yapması gerektiği gibi klinik hakkında sorular soruyor bana. | Open Subtitles | انه يجلس معي ويسألني أسئلة عن المهنة,مثل ماذا يجب ان يفعل |
Ve sonra bana, kürk giyip mastürbasyon yapacakları kırmızı ışıklı bir mekana gitmek isteyip istemeyeceğimi soruyor. | Open Subtitles | ويسألني إذا أردت الذهاب لمكان في مقاطعة النور الأحمر حيث يستمنون لك بالفراء |
O da bana soruyor ne oldu diye. | Open Subtitles | ويسألني ما الذي يحصل |
İnsanlar bana gelip akı kapasitörü hakkında sorular soruyorlar. | Open Subtitles | أعني، يأتي الناس إلي ويسألني أسئلة حول المكثفات تدفق، |
Ben sadece sabah kalktığımda kahvaltı masasında muhabbet etmek zorunda kalmak ya da eve geldiğimde günümün nasıl geçtiğini sormasını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أصحى وأقوم بمحادثات صغيرة عالإفطار أو أن آتي للمنزل ويسألني كيف كان يومي. |
Nick, kırk yıldır, yüzündeki her ifadeyi sanki yazılıymış gibi okudum hep birgün yatağa geldiğinde bana onu sormasını veya bildiğini söylemesini bekledim. | Open Subtitles | نيك , خلال الـ40 سنة الماضية قرأت كل نظره في وجهه وكأنها شفرة اتسائل اذا كان سيأتي يوما الي السرير ويسألني أو يخبرني أنه يعلم أو.. ولكنه لم يفعل |
Kaleme alerjisi var, aptalca sorular sorup duruyor. | Open Subtitles | إنه يتحسس من القلم ويسألني أسئلة غبية |
Kendi kendime diyordum ki oğlum büyüyüp, sorular sormaya başlayınca... | Open Subtitles | كنت أفكر... عندما يكبر ابني ويسألني... |