| Tabii bütün hayatı boyunca alay edileceği, hor görüleceği gerçeğini saymazsak. | Open Subtitles | ماعدا انه سيهزأبه ويسخر منه وينظر من أسفل طوال حياته |
| Uyuşturucu, alkol, hayvanat bahçesi tellerine tırmanıp hayvanlarla alay etmek. | Open Subtitles | المخدرات والكحول و التسلق الى حظائر حديقة الحيوان ويسخر من الحيوانات. |
| Herkesin nefret ettiği baş hekim hala kaplumbağadan kaçmaya devam ediyor ve onunla alay ediyor, fakat hikayenin sonunda... | Open Subtitles | فمدير المستشفى الذي يكرهه الجميع... أخذ يركض أمام السلحفاة ويسخر منها... ولكن في النهاية... |
| Allahın gavuru bir de alay geçiyor benimle. | Open Subtitles | إنه كافر ملعون، ويسخر مني دائما |
| "Seyirci şampiyona gülüyor, hatta dalga geçiyor. " | Open Subtitles | والآن يستهزئ الجمهور ويسخر من البطل |
| "Seyirci şampiyona gülüyor, hatta dalga geçiyor. " | Open Subtitles | والآن يستهزئ الجمهور ويسخر من البطل |
| Jobs Wall Street dergisinde tam sayfa reklam yayınlamış gezegendeki en büyük bilgisayar şirketiyle alay ediyor. | Open Subtitles | لقد قام بإعلان مساحته 4 صفحات في صحيفة "وول ستريت"، ويسخر فيه من أكبر شركة كمبيوتر في العالم |
| Bakın, Bay Sweeney cevap yazarak onu teşvik etmiş, onunla alay etmiş. | Open Subtitles | السيد ـ (سويني) ـ كتب لها أيضاً يشجعها ويسخر منها |
| alay ediyor bir de. | Open Subtitles | ويسخر أيضاً |
| Diğer Kanadalılara gülüyor! | Open Subtitles | ويسخر من الكنديين الآخرين! |