Yalnızca mobil sitede geziniyorlardı ve ne gördülerse aldılar. | TED | كانوا يقومون بتصفح المواقع على هواتفهم الخلوية فحسب ويشترون أي شيء يرونه على الهاتف. |
Onlar şeyler alır.Onlar 'Jew" York citye gelir ve birşeyler alır. | Open Subtitles | يأتون ليُهوِّدوا مدينة نيويورك ويشترون الأشياء |
Ülkemizdeki ve Amerika'daki insanlar yiyip tıkınmalı, alışveriş yapmalılar ki düşünemesinler... | Open Subtitles | الناس،هنا وفي أميركا يتناولون الطعام، فقط يتناولون ويشترون |
İlk önce turistleri getirdiler ve herşeyi satın aldılar... | Open Subtitles | في البدء جعلوا السواح يأتون ويشترون كل شيء |
İnsanları gülümserken, çocuklarla oynarken, ev satın alırken görürsün ve bir gün böyle olabilirim diye düşünürsün. | Open Subtitles | اشاهد الناس يبتسمون يلعبون مع أطفالهم ويشترون المنازل الجديدة وتكتمل الحياة في نظره |
Bir zamanlar bir yere girip, bir şeyler satın alıp satın aldığın şeyle oradan ayrılabiliyordun. | Open Subtitles | كان هنالك رجال يستطيعوا ان يذهبوا للمكان ويشترون شيئًا ويخرجون من المكان ومعهم ذلك الشيء |
Pekala, onlara söyle, mallarını kapalı alanda yetiştirsinler ve kendi lanet lambalarını alsınlar. | Open Subtitles | حسناً، أخبرهم أن ينقلوا منتجهم لداخل المكسيك، ويشترون مصابيحهم الكهربية خاصتهم. |
Onlar, komşu ülkelerimizin pezevenkleriyle terör ve savaş benzeri durumların yayılması ve milyarlarca dolar değerinde silahların güvenlik adına satılması için el ele vermişler. | Open Subtitles | نشروا الرعب و الحرب ويشترون أسلحة تساوي مليارات الدولارات بإسم الحماية |
Seni tanımak ve solo albümünü almak için. | Open Subtitles | كي يتعرفون عليك ويشترون ألبومك كمغني منفرد |
Onlar dedi ki eğer kağıda parmak izimi basarsam, beni Ye-Sung'un yanına gönderecekler ve Ay Savaşçısı çantası alacaktım. | Open Subtitles | أخبروني إن قمت بالختم على الورق فإنهم سيرسلون إليَ يي سيونغ ويشترون حقيبة سايلر مون |
Çok havalılar, sanattan anlıyorlar ve hayatları erkeklere bağlı değil. | Open Subtitles | هم بارد ويشترون الفن وحياتهم ارين وأبوس]؛ [ت معقدة من قبل الرجال. |
Tamam! Şimdi... Bunun uygun bir fiyat olduğuna ikna olur ve satın alırlar. | Open Subtitles | فيقتنعون أن السعر مناسب ويشترون |
Yani meslektaşlarım büyük ve uzun katedraller inşa ederken ve şehrin dışından taşınmazlar alırken ve cemaatlerini dışarı taşırken ve böylece Tanrının şehirlerini oluştururken, iç şehirlerdeki sosyal yapılar tüm bu şiddetin ağırlığı altında eziliyordu. | TED | ولذلك في حين إنشغال زملائي في بناء كاتدرائيات عظيمة ومتطاولة، ويشترون عقارات تقع خارج حدود المدينة ونقل رعاياهم خارج هذه المدن وذلك لكي يتمكنوا من إنشاء أو إعادة إنشاء المدن الخاصة للعبادة، كانت البنية الإجتماعية في المدن الداخلية تأن تحت وطأة كل هذا العنف. |
Genç insanlar öylece yokluktan ortaya çıkıp Long Island'da bir saray satın almazlar. | Open Subtitles | ...فالشَبابّ لا يأتون من العدم (ويشترون قصراً فى (لونغ ايلاند |