Burayı kolladığı için ona teşekkür ettim ve bağıra çağıra gitti. | Open Subtitles | لقد خرج من هنا يصرخ ويصيح وتعرض علي الشكر على الإنتباه |
" Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı, 'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım! " ' | Open Subtitles | وخرجت من الحانة المظلمة الى الشارع ، حيث اشعة الشمس تلسع بلا رحمة :وبينيت يقف خارجا ، ويصيح اخرج الىّ يا كيد شيللين |
Her şeyi düzeltiyor, oyuncakları değiştiriyor neşe ve eğlence getiriyor gittiği her yere. | Open Subtitles | يَضِعُ الأمور في مسارها الصحيح، يجَلْب البهجة ويصيح حيثما يكون. |
Her şeyi düzeltiyor, oyuncakları değiştiriyor neşe ve eğlence getiriyor gittiği her yere. | Open Subtitles | يَضِعُ الأمور في مسارها الصحيح، يجَلْب البهجة ويصيح حيثما يكون. |
" ve cok yakında bu Leyla başka biriyle evlenecek ve buna nanik yapacak " | Open Subtitles | قريباً جداً ، جوليت هذه سوف تتزوج شخص آخر ويصيح الديك عليه |
Bu gece bir çok insan evine köpekler gibi mutlu ve zıplayarak girecek | Open Subtitles | معظم الناس سيلقون الترحيب الليلة حيث تقفز كلابهم ويصيح أطفالهم |
ve sanki oyuncular onu duyacakmış gibi futbol maçlarında bağırıp duruyor. | Open Subtitles | ويصيح أثناء مباريات كرة القدم .كأن اللاعبين سيسمعونه |
Çıldırmaya ve istediğin kadar bağırıp çağırmaya hakkın var. | Open Subtitles | لديك كل الحق في أن يكون مجنونا ويصيح كل ما تريد. |
Belki de sarhoş olmadığından ve annene bağırmadığındandır. | Open Subtitles | ربّما لأنه ليس ثملاً ويصيح على أمّكِ |
Bir adam kendi kanı ve pisliği içinde çığlık atarken onu parçalara ayırmak onun için bir iyiliktir. | Open Subtitles | . عندما يصرخ وهو غارق في دمائه ، ويصيح ويطلبأنتأتيههبة أنيموت ... |
Babam, Vatikan'a gidip bağırıp çağırmadan ve işler kontrolden çıkmadan önce onunla konuşmamı bekle. | Open Subtitles | انتظري حتى أتحدث لوالدي قبل أن يذهب ويصيح للـ"فاتيكان" ويخرج هذا عن سيطرتنا. |
Bay Gardner, masasını yumruklayacak ve yüksek sesle, ...bunun önemli olduğunu biliyorsunuz, " Döküntü girer, döküntü çıkar. " diyecek. | Open Subtitles | سيخبط السيد غاردنر مكتبه ويصيح كي تتيقنوا أن ما يقوله هو كلام مهم "مجرد كلام فارغ" |
Diyelim çocuk gerçek 10 yol sonra ortaya çıkacak ve... | Open Subtitles | ما إذا كان الطفل هو حقيقي... ... وهذا يظهر حتى بعد 10 سنوات من الآن ويصيح: |
Siyah bir örtü altındaki bir prototiple içeri girerdik ve konferans masasının üzerine koyardık, ve siyah örtüyü çektiğimizde herkes " ooo " ve " aaa " derdi. | TED | كنا نأتي بنموذج تجريبي تحت قطعة قماش سوداء ونضعه على طاولة الاجتماعات ونسحب قطعة القماش السوداء ويصيح الجميع تعجبًا "أوه" و "آه" |
Gitmeliyim. O sarsılmaya ve inlemeye başlayacak. | Open Subtitles | علي أن أذهب، بدأ يشكو ويصيح |