Tekrar ediyorum: Dolaşımına genç kanı dâhil edilen yaşlı fare daha genç görünür ve beyninde daha genç işlevler gerçekleşir. | TED | وأكرر: أن فأراً مسناً تعرض من خلال دورة دموية مشتركة لدم فأر صغير السن يبدو أصغر ويظهر وظائف دماغية أفضل. |
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor ve çatışma, rolümüzün konfor getirme olmasından doğuyor. | TED | غضبنا هو مصدر انزعاج كبير، ويظهر الصراع لأنه يتحتم علينا توفير الراحة. |
Birden zengin bir adam beliriyor, sana... g...bir PowerPoint gösteriyor ve tereddütte kalıyorsun. | Open Subtitles | هذا الرجل الغني يرسل الحاضر ويظهر لك وباور بوينت، و فجأة أنت تردد. |
Araştırma, adalet çalışmalarının sadece daha önce bahsettiğim becerileri oluşturmakla kalmadığını, başka türlü de ilerlediğini gösteriyor. | TED | ويظهر لنا البحث أن العمل للعدالة لن يستمر من بناء كل المهارات التي تحدثت عنها هو في الواقع يذهب في الاتجاه الآخر. |
Sağdaki sütun sol sütundan ortadaki sütun çıkartılarak elde edildi ve aradaki farkın neredeyse sıfır olduğunu gösteriyor. | TED | والعامود على اليمين نتج دمج العامودين الأوسط والأيسر. ويظهر ان الاختلاف بالكاد يكون معدوم. |
Böylece insan doğasının en zayıf noktalarının başlangıç ve son olarak ortaya çıktığı gerçekle yüzleşme anına geldik. | Open Subtitles | مما يجلبنا أخيرا ً الى اللحظة.. لحظة الحقيقة حيث ذلك العيب المتأصل يظهر بشكل كامل، ويظهر العيب بشكل واضح |
Tüm bunlar direkt olarak banka hesabımdan çekiliyor. ve herşey anında beliriyor. | TED | يتم سحب جميع هذه المصاريف مباشرة من حساباتي المصرفية، ويظهر كل شيء على الفور. |
Videolarda gördüklerinize çok da itiraz edemezsiniz ve bundan öğrenilecek çok şey var ve gelişme gösterebileceğimiz çok yol var mesleki olarak bunu görme fırsatımız olduğunda. | TED | فلا يمكنكم مناقشة ما ترونه بالفيديو، كما أنه يمكن تعلم الكثير منه، ويظهر العديد من السبل التي يمكن أن نرقى بها كمهنة عند مشاهدتنا هذه الفيديوهات. |
Çocuklar doğaya bağlanmak için biyolojik bir ihtiyaca sahipler ve bu onların tasarımlarında görülüyor. | TED | لدى الأطفال حاجة بيولوجية للتواصل مع الطبيعة، ويظهر هذا جليًا في تصاميمهم. |
Bize doğru gelen cisimlerin ışık dalgaları sıkışıyor ve daha mavi bir hâl alıyor. | TED | فالأشياء التي تتحرك نحونا، موجاتها الضوئية تضغط ويظهر لونها أكثر زرقة. |
Uzaklaşan cisimlerin ışık dalgaları ise genişliyor ve daha kırmızı görünüyor. | TED | والأشياء التي تتحرك بعيداً عنا، موجاتها الضوئية تتمدد ويظهر لونها أكثر احمراراً. |
Kaderi, trajedinin nasıl kolaylıkla önlenebileceğinin bir örneği ve Hamlet'in toksik akıl oyunlarının dalgalanma etkisini gösteriyor. | TED | يمثل قدرها مثالاً عن كم كان من اليسير تجنب المأساة ويظهر الأثر المضاعف لألاعيب العقل العابثة التي يقوم بها هاملت |
Bu da bize bir şempanzenin saplamak için mızrak yaptığını ve bir memeli öldürdüğünü gösteriyor, bir maymun yavrusu. | Open Subtitles | ويظهر الشمبانزي وهو يستخدم الرمح الذي صنع لطعن وقتل حيوان ثديي ليمور. |
Söz hakkı olabilecek biri olmadığını geçmişin gösteriyor. | Open Subtitles | ويظهر تاريخك انك لستِ الشخص الذي يمكن أن يكون بالمجان. |
Bu bize doğal yaşamı korumamız gerektiğini gösteriyor. | Open Subtitles | ويظهر أننا يجب أن نقدر ونعتز الحياة البرية لدينا. |
Uyuşturucu alabileceğin en yakın sokağı gösteriyor. | Open Subtitles | ويظهر أقرب زاوية الشارع حيث يمكنك الحصول على المخدرات من. |
Ortadan kayboluyor, sonra anında sahnenin diğer ucunda yeniden ortaya çıkıyor, ama konuşmayan, kilolu ve yanlışım yoksa körkütük sarhoş biri olarak. | Open Subtitles | يختفي من هنا ويظهر فورا هناك أخرس وأزيد وزنا وأعتقد أيضا مخمورا |
Kapak iki boşluğa açılacak, ardından da İsa ortaya çıkacak. | Open Subtitles | يوماً ما الغطاء سيُفتح على مصراعين ويظهر يسوع |