Arayan arkadaşımdı nerede olduğumuzu ve senin ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | لقد كان صديقي معي على الهاتف ويعرف أين نحن وماذا نفعل |
Baban hayatı için bıçaklar yapıyor ve benim nerede uyuduğumu biliyor. | Open Subtitles | والدك يصنع السكاكين للعيش ويعرف أين أنام |
Annemin nerede kaldığını biliyor. Senin annenin nerede kaldığını biliyor. | Open Subtitles | هو يعرف أين تقيم أمي ويعرف أين أمك تقيم |
Diğer yandan da Beyin Cerrahı dışarıda bir yerde ve nerede oturduğumu biliyor. | Open Subtitles | "من ناحية أخرى، لا يزال جرّاح الأدمغة طليقًا" "ويعرف أين أقيم" |
Nerede yaşadıklarını biliyor. | Open Subtitles | ويعرف أين يعيشون |
Rottmayer bu puştla çalışmıştı, nerede olduğunu biliyor. | Open Subtitles | (روتماير) كان يعمل مع ذلك السافل ويعرف أين هو |
Sınırlarını biliyor. | Open Subtitles | ويعرف أين هي الحدود. |