Ron Williamson, bir klüpte çalışan kadın bar sorumlusuna tecavüz ve cinayetten dolayı aldığı müebbet hapsin 11 yılını yattı. | TED | رون ويليامسون ، أدين رون بتهمة اغتصاب وقتل لنادلة في نادي ، وخدم ١١ عاما من عقوبة الاعدام. |
Sen, Williamson, seninle konuşuyorum, geri zekâlı. | Open Subtitles | أنت يا ويليامسون أنا أتحدث إليك يا حيوان |
Dr. Williamson'dan başka bir mektup aldım. | Open Subtitles | لقد وصلتني رسالة أخرى من الدكتور، ويليامسون |
Onlara Williamson'ın nerede olduğunu soramayışımız çok kötü. | Open Subtitles | من المؤسف ألاّ نستطيع سؤالهم عن مكان الدكتور، ويليامسون |
Tamam, bence Dr. Williamson büyük ihtimalle bizden haberdar. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد بأنه من الآمن أن نقول بأنَّ، د.ويليامسون قد اكتشف أمرنا |
Ufka değdiği an... Williamson, sekstantına bak. | Open Subtitles | عندما يستوى الجزء الأسفل منها مع مستوى الأفق ويليامسون انتبة هنا معى |
Ufka değdiği an... Williamson, sekstantına bak. | Open Subtitles | عندما يستوى الجزء الأسفل منها مع مستوى الأفق ويليامسون انتبة هنا معى |
Bay Williamson, lütfen hatta kalın. | Open Subtitles | السيد ، ويليامسون ، عليك الانتظار فقط ، البقاء على الخط، |
İşte yolcu Williamson'un golf sopaları. | Open Subtitles | هنام مسافرو نادى ويليامسون للجولف |
- Beau Williamson buradaydı. | Open Subtitles | -سيد " ماركام " .. " بو ويليامسون " كان هنا |
- Bayan Williamson diye birini. | Open Subtitles | -عمن تبحث ملازم ؟ - السيدة " ويليامسون " |
Sözünüzü kesmek istemedim ama Bayan Williamson diye birini arıyorum. | Open Subtitles | لا أنوي مقاطعة هذه المزايدة لكنيأبحثعن السيدة"ويليامسون" |
Bay Williamson'un nerede olduğunu bilen var mı? | Open Subtitles | -هلا يخبرني أحد أن السيد " ويليامسون " ؟ |
Bana Bayan Williamson'un telefonda kocasının kaybolduğunu belki de ölmüş olabileceğini anlattığını söylediler. | Open Subtitles | أخبرونيأنهمتلقوااتصالمنالسيدة"ويليامسون" وتقول أن زوجها مفقود وربما ميت |
Ama dâhisin. Williamson Sitesi plânlarını bir görsünler... | Open Subtitles | لكنك عبقري وحالما تظهر مخططاتك لمدينة " ويليامسون " سوف تدفن بالعمولات |
Sekreteriniz, Bay Williamson'un öfkeyle gelip ortalığı dağıttığını söyledi. | Open Subtitles | ذكرت سكرتيرتك عن مجيء " ويليامسون " إلى هناك وكان غاضباَ ورمى الأغراض |
Beau Williamson'u aramanız gerekmez miydi? | Open Subtitles | ربما كان عليك قضاء وقت أكثر أهمية بتعقب السيدة " ويليامسون " أليس كذلك ؟ |
Bakın, saat 11.20. Bay Williamson randevuya gelmedi. | Open Subtitles | إنها الحادية عشرة وثلث السيد " ويليامسون " لم يظهر في موعده |
- Bayan Williamson'u arar mısınız? - Peki, efendim. - Efendim? | Open Subtitles | هلا تطلبي لي السيدة " ويليامسون " ؟ نعم ؟ |
Bay Williamson'un ölümü halinde, karısı Jennifer terekenin kontrolünü ele geçiremiyor. | Open Subtitles | ومكتوب لو أن " ويليامسون " مات لا تسيطر " جينيفر " على العقار |