Will, bu gece oyun gecesi için ona katılmak ister misin merak ediyordu. | Open Subtitles | حسناً, حسناً. إذاً ويل كان يتساءل إن كنتِ تريدين مرافقته في ليلة اللعب |
Will'in oğlan oradaydı; ama eğer bir şey görmüş olsaydı şimdiye dek söylerdi, değil mi? | Open Subtitles | إبن ويل كان هناك لكنه لم يتحدث بأنه رأى أي شي هناك كان من الممكن أن يقول شيئا, أليس كذالك؟ |
Hikâyeyi önceden duymamış olan tek kişi Will'di. | Open Subtitles | ويل كان الشخص الوحيد الذي لم اسمع بالقصة من قبل |
Charlie'nin kaynağı gibi Will de kendi kaynağının güvenilir ve bilgi sahibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مثل مصدر شارلي , ويل كان الوحيد الذي يستطيع التأكيد هو او هي كانوا مصدر ثقة و في منصب لمعرفة هذا |
New Directions, Warblers ve Vocal Adrenaline arasında sürpriz bir turnuva düzenledi, ve Will'in takımı ilk performansı sergiledi ve müthişlerdi, kaybetmelerini görmek biraz zor olur, | Open Subtitles | للواندايركشن و الوالبرز و الفوكال ادرنالين و فريق ويل كان ترتيبهم الاول وكانوا رائعين من الصعب تقريباً خسارتهم |
Telefonda Will'in başının dertte olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | على الهاتف أنهم سيخبروننا بأن ويل كان في ورطة |
Will'in saldırganları yakalanmamak için hızlı hareket etmeliydi. | Open Subtitles | مهاجموا ويل كان يجب عليهم أن يتحركوا بسرعة لتجنب الأمساك بهم |
Laura, Will'in postanede olduğunu biliyordu yani şimdi muhtemelen Richie de biliyordur. | Open Subtitles | عرفت لورا أن ويل كان في مكتب البريد مما يعني ريتشي ربما يعرف الآن، أيضا |
Will konuşmakta zorluk çekiyordu... | Open Subtitles | ويل كان يعاني من مشاكل في النطق |
Will hücredeydi. Katil o olamaz. | Open Subtitles | ويل " كان في الحبس الأنفرادي " لم يكن بمقدوره القتل |
Will bunun üzerine internette bayağı araştırma yapmıştı. | Open Subtitles | أعني أن"ويل"كان على معرفة بهذا وقام بعمل القليل من البحث |
- Önce Will'in sevgilileriydi. - Müthiş bir sevgiliyim ben. | Open Subtitles | -في البداية ويل كان يقوم بمواعدة المصائب. |
Will oralardaymış ama bir şey görmemiş. | Open Subtitles | ويل كان بالمكان لكن لم يرى شيئاً |
Will senden daima gurur duyduğunu söyledi. Bunu hep söyledi. | Open Subtitles | (ويل) كان سيكون فخوراً بكَ قالها طوال الوقت |
Will, kardeşi Amy'den bahsederken hep çok kızardı. | Open Subtitles | عندما (ويل) كان يتحدث ( عن أخته ( إيمي كان متأثراً دائماً |
Will, Beckett'a çalışıyormuş, ama tek kelime etmemiş. | Open Subtitles | (ويل) كان يعمل لـ(بيكيت) ولم يتفوّه بكلمة |
Will yeni bir güncelleme üzerinde çalışıyordu. | Open Subtitles | ويل كان يعمل على مشروع تطوير |
Evet, yoksa Will, Daniel Taft adını mı kullanıyordu? | Open Subtitles | أجل، أو أنّ (ويل) كان يستخدم اسم (دانييل تافت) |
Will birleşmeden bahsediyordu. | Open Subtitles | ويل كان فقط يتحدث عن الاندماج |
- Nina Howard bu sayede Will'in uçmuş olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | -تلك هي الطريقة التي علمت بها "نينا هاورد" أن "ويل" كان منتشياً ليلتها . |