ويكيبيديا

    "ويمضي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve
        
    • devam
        
    İşte tam Piazza della Rotonda'nın sağında, Pantheon'nun önünde, tozu dumana katıyor, ve sonunda işine varıyor. TED ويمضي قاطعا ساحة ديلا روتاندا، ومن أمام البانثيون، ومرة أخرى ينشر الفوضى، حتى يصل أخيرا إلى عمله.
    ve bu, bir süre böyle gidiyor. Kargalar yapmaları gereken şeyin, ortaya çıkıp bozuk paranın gelmesini beklemek, TED ويمضي هذا لفترة من الوقت. تتعلم الغربان أنه ينبغي عليهم فعل شئ للنتيجة،
    Sonbaharda okula dönüyorlar ve öğretmenleri onlara eski materyalleri öğretmek için iki ay daha harcıyor. TED يعودون إلى المدرسة في الخريف، ويمضي المعلمون حوالي شهرين أخرين لتذكيرهم بما تعلّموه سابقاً.
    Bu yüzden bu dansa birlikte devam edebilir veya ödeşebiliriz ve kendi yolumuza devam edebiliriz. Open Subtitles لذا يمكننا التصرف على هذا المنوال، او أن ندعي اننا مُتعادلين ويمضي كل منا فى طريقه.
    Birinin geçmişte başına gelen kötü şeylerin onu o yapmadığı ve hayatına devam ettiği ile ilgili bir hikaye. Open Subtitles إنها قصة عن شخص لا يعرًف بواسطة كل الأشاء السيئة التي حدثت له في الماضي ويمضي بحياته
    Çünkü Lundy'nin umurunda bile değil! Tek salladığı, davayı çözmek ve yoluna devam etmek! Open Subtitles كلّ ما يبالي لأجله هو أن يحلّ هذه القضيّة ويمضي بسبيله!
    Ama o dahi sabırla bekliyor, yemeğini alıyor ve gidiyor. TED ولكنه أيضا ينتظر بصبر، يحصل على طعامه ويمضي.
    Bay Chapman gezici bir satıcıymış ve çoğu zaman evde olmuyormuş. Open Subtitles السيد "تشابمان" هو مسوّق مسافر ويمضي جلّ وقته بعيداً عن المنزل
    Normal bir çizgi roman koleksiyoncusunda 3.312 kitap vardır ve hayatının yaklaşık bir yılını onları okuyarak geçirir. Open Subtitles جامع القصص المصورة الوسطي يمتلك 213,3 مجلة مصورة ويمضي ما يقارب سنة واحدة من حياته أو حياتها لقراءتها
    Bu da demektir ki daha az işkence yapacak .ve daha çok onu seksüel olarak rahatlatan şey olan suda boğmaya yönelecek. Open Subtitles فذلك يعني انه سيعذب اقل ويمضي وقتا اكثر على الشيء الذي يعطيه راحة جنسية وهو الإغراق
    Tamam, tamam, tamam, Bak, ikimizde, arabalarımıza gidip yollarımızı ayırabiliriz, yada kendimizi zorlamaya çalışır ve ortak bir nokta ararız. Open Subtitles حسناً, حسناً, حسناً, انظري يمكننا ان ان نجمع اوراقنا, ويمضي كل واححد في سبيله او يمكننا ان نبقى, و نبحث عن ارض مشتركة
    - Daha sonra, atını alıyor, bağlantıyı kesiyor, o ve alet yürüyerek sahayı terk ediyor. Open Subtitles وبعد ذلك، ينزل عن حصانه وينزعالسلك، ويمضي هو وصاعقه خارج الحلبة
    Yani, eğer bu adadan kurtulabilirsek, o Amerika'ya dönüp hayatına devam edecek ve üniversiteye gidecek. Open Subtitles أعني إن إستطعنا الخروج من هذه الجزيره فسيعود هو إلى "أمريكا" ويمضي قدما في حياته ويذهب إلى الكليه
    Hayatına devam etmesi gerekiyor." Open Subtitles انه يحتاج الى تقبل الأمر، ويمضي قدماً.
    Sen elinden geleni yaparsın dünya da dönmeye devam eder. Open Subtitles افعلي ما بوسعك... ويمضي العالم هاكِ.
    Tek istediği şey her şeyi unutup seninle devam etmekti. Open Subtitles كلماأرادههوأنينسىكلشيء... ويمضي معكِ
    Yaralarýný sarýp yoluna devam etsin. Open Subtitles دعيه يلم شتاته ويمضي قدماً
    Edilmiş olmalıydı. Ölümünden kısa bir süre önce, Cambridge'te kaydedilen bir konuşmasında önce bilimin yanlışlanabilir hipotezleri sınayarak nasıl işlediğinden bahseder ve şöyle devam eder. TED جيد. ظننت ذلك. يبدا حديثه (دوجلس أدمز) المسجل في جامعة كامبردج.. قبيل أن يقضى عليه. يبدأ حديثه بشرح المباديء التي يقوم عليها العلم عن طريق تجربة النظريات.. القابلة والمعرضة للدحض، ويمضي متحدثا.
    Damon'un öylece unutup, devam edeceğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles -وتظنّ (دايمُن) سينسى ويمضي بحياته؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد