Bak, dedene zaten elimden bir şey gelmeyeceğini söyledim. | Open Subtitles | سبقَ و أخبرتُ جدّك لا أستطيع فعل أيّ شيء |
- Seni aradım, telefona çıkan kişiye bebek bakıcısının geç kaldığını söyledim. | Open Subtitles | - لقد اتَصَلت و أخبرتُ شخصاً ردَ على الهاتِف بأنَ الحاضنَة ستتأخَّر، و وعدني بأن يوصل الرسالة لك |
Saklamaya çalıştı ama ona da söyledim, Sam'e de üzgün hissetmenin utanılacak bir yanı yok. | Open Subtitles | لقد حاول إخفاء الأمر لكنني أخبرته و أخبرتُ (سام) بأنه ليس هناك عيب بالشعور بالحزن |
Bunu kimse bilmez ama Manny bir yaşındayken onu kız gibi giydirip, herkese onun kızım olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لا أحد يعلم هذا، و لكن في أول سنة من حياته لقد جعلتُ (ماني) يبدو كفتاة و أخبرتُ الجميع بأنه ابنتي. |
Nişanlısı olduğunu Ahmet'e söyledim. | Open Subtitles | و أخبرتُ "أحمد" أنه خطيبها |