Gidin ve ona onunla görüsmek isteyenler oldugunu haber verin. | Open Subtitles | فقط إذهب و أخبره بذلك هناك شخص ما هنا لرؤيته |
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor. | Open Subtitles | ابعث يرسول الى محمد أحمد المسمى بالمهدى و أخبره أن جوردون باشا الحاكم العام للسودان موجود فى مخيمه |
Onu arayacağım ve ona... en kazançlı dergisini, amiral gemisini, tek başına idare eden kişinin... yerin dibine battığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتصل به و أخبره أنك قدت أكثر مجلاته نجاحاً بمفردك، أهم أشيائه، إلى الحضيض. |
Git anlat ona. Ne olacağını gör. | Open Subtitles | تفضل و أخبره بذلك لنرى ما سيحصل |
Git anlat ona. Ne olacağını gör. | Open Subtitles | تفضل و أخبره بذلك لنرى ما سيحصل |
Yalan söylerim sonra da Sam'den her zaman özür dilerim. | Open Subtitles | أنتما تعلمان, أنا أكذب على (سام) و أخبره بأنني آسفٌ طوال الوقت |
Aşağı in ve ona kendisini becermesini söyle ve kardeşinden de özür dile. | Open Subtitles | أذهب للأسفل و أخبره ان يضاجع نفسه و أعتذر إلى أخيك |
Pekala, onunla buluşacağım ve ona hamile olduğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً , سوف أتناقش معه لدى ذهابي إلى هناك و أخبره بأني حبلى |
Hemen şimdi Spinks'i arıyorsun, ve ona kızın vazgeçtiğini söylüyorsun. | Open Subtitles | أتصل ب سبينكز الآن حالاً و أخبره بأنها أنسحبت |
ve ona makalesi çıkmış bir cerrah olacağını anlat. | Open Subtitles | و أخبره كل شيء عن أنك قريباً جراح له ورقة علمية منشورة |
Ortağı bu konuyu görüşmeyi kabul etmiş ve ona şehre geri dönmesini söylemiş. | Open Subtitles | الشريك وافق على التحدث عنها و أخبره أن يعود للمدينة |
Gidip Baş Müfettiş Japp'a telefon aç ve ona balığını yakaladığımızı söyle. | Open Subtitles | اتصل برئيس المفتشين "جاب" و أخبره أننا اصطدنا "سمكته" |
Yarın Donny Ray'in mezarına gideceğim ve ona herşeyi anlatacağım. | Open Subtitles | سأذهب لقبر دوني راي غداً و أخبره بذلك |
Joe'yu arayacağım ve ona gelecekten bahsedeceğim. | Open Subtitles | سوف أتصل ب جو و أخبره عن المسقبل. |
Benjamin Linus, Sayid'e geldi ve ona şöyle dedi: DL: "Bu bir kaza değildi. Karın öldürüldü." | Open Subtitles | ذهب (بينجامين لاينوس) له و أخبره بأنها لم تكن حادثة بل إنه تم إغتيال رزجته |
Jackson'u bul ve ona de ki... | Open Subtitles | إعثر على جاكسون و أخبره |
Bunu Ahlak Masası'ndaki arkadaşına ver ve ona Gray'in, Benjamin'nin Anne ve Babasını sınırdışı etmekle tehdit ettiğini söyle. | Open Subtitles | اعطي هذا إلى صديقك في شرطة الأخلاقية و أخبره أن (غراي) هدد بترحيل والديّ (بنجامين) |
Peki, devam et, anlat ona. Haydi. | Open Subtitles | لذا ، هيّا ، أمضي و أخبره. |
Peki, devam et, anlat ona. | Open Subtitles | لذا ، هيّا ، أمضي و أخبره. |
Yalan söylerim sonra da Sam'den her zaman özür dilerim. | Open Subtitles | أنتما تعلمان, أنا أكذب على (سام) و أخبره بأنني آسفٌ طوال الوقت |