ويكيبيديا

    "و أصبحت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Ve
        
    Sonuç olarak ben de özel avukatlığa başlamaya karar verdim Ve Afgan Mahkemelerinde dava açan ilk yabancı oldum. TED إذن و نتيجة لذلك، قررت أن أفتتح مكتب محاماة خاص، و أصبحت أول أجنبي يرفع دعوى في المحاكم الأفغانية.
    Onlar, Çin insanının haksızlığa Ve baskılara karşı mücadele eden koruyucuları. Open Subtitles و أصبحت هذه الجماعة بمثابة الحارس للشعب الصيني تُقاوم الظلم والطُغيان
    Üzgünüm ama düşmanın biri elimizden lazer silahımızı alır Ve odanın diğer ucuna atarsa diye göğüs göğüse muharebe çalışmamız gerek. Open Subtitles آسفة لكن علينا ممارسة القتال الإلتحامي في حالة أن ضرب العدو أسلحة الليزر التي معنا و أصبحت بعيدة عن متناول أيدينا
    Üç kadını öldür Wilson'ı suçla, kitap yaz Ve zengin ol. Open Subtitles أنت قتلت 3 فتيات، لفقت التهمة لويلسون،ألفت كتابأً، و أصبحت غنياً.
    Bunu da zihnime atarak daha fazla araştırmaya Ve tetkik etmeye başladım Ve bu bir tutkuya dönüştü. TED ,لذلك, ومع وضع ذلك بعين الإعتبار بدأت أبحث أكثر , و أستكشف أكثر .و أصبحت متحمسة جداّ
    diye düşündüm. Ve yaptım, ters uçuşu öğrendim Ve akrobatik uçuş eğitmeni oldum. TED و فعلت ، تعلمت كيف أطير رأسا على عقب و أصبحت مدربة طيران بهلواني.
    Bilgisayarlar rahatlıkla kullanabileceğimiz araç-gereçlere dönüştüler Ve kazandıkları birçok işlevle o dönemde daha etkili hale geldiler. TED واصبحت الحاسبات أدوات و حصلوا على المزيد من الأدوات التي يمكنهم استخدامها و أصبحت أكثر فاعلية خلال ذلك الوقت
    Altı yıl kadar önce ameliyat yapmayı bıraktım Ve bir çok insanın bildiği gibi tam gün yazar oldum. TED توقفت عن إجراء العمليات الجراحية منذ ست سنوات مضت و أصبحت كاتب بدوام كامل، كما يعلم أشخاص كثيرون.
    Ying bu sorunu tüm yayların Ve okların aynı şekilde tasarlanması üzerinde ısrarcı olarak çözdü, böylece değiştirilebilir oluyorlardı. TED قام ينغ بحل تلك المشكلة من خلال الإصرار على تصميم الأقواس والسهام كافة بشكل متماثل، و أصبحت بذلك قابلة للتبادل.
    Ardından kuşlar geldi; tohumları da beraberinde getirdiler. Ve öbeğimiz tam bir yaşam vahasına dönüştü. TED ثم أتت الطيور، حاملة معها بذور و أصبحت كومتنا واحة للحباة
    Ve nihayet bayraklarını asıp ULUSAL EGEMENLİKLERİNİ güç koşullarda da olsa ilan ediyorlar. TED و قد رُفع العلم الهندي و أصبحت دولة ذات سيادة ، و لكن بصعوبات كبيرة جداً هناك.
    Ve o kürekler, varsaydığım sınırlarımın ötesine ne çok farklı şekilde geçtiğimin bir sembolü oldular. TED و أصبحت ألواح التجديف نوعاً ما رمز للمرات العديدة التى تخطيت فيها ما ظننت أنه أبعد من قدراتى
    Ve en önemlisi yeryüzünün eski uygarlıklarının, karanlık Ve gizemlerle dolu geçmişi. Open Subtitles و أصبحت أعظم وأقدم حضارات الأرض أشياء من الظلام و الغموض
    Biliyorum. Kaçtın, direnişe katıldın Ve kahraman oldun. Open Subtitles أنا اعلم كل هذا و لقد هربت وألتحقت بالمقاومه السريه و أصبحت بطلا
    Sonra güneş daha da yükseldi Ve sudan yansıyan ışık o kadar keskinleşti ki artık sudan ışık gözlerini aldığından başını çevirerek yol almaya başladı. Open Subtitles و أصبحت الشمس أكثر ضياءا " ".. و الوهج على سطح الماء بدا كالزهره النقيه المياه الساكنه عكست ذلك على عينيه .. " " ..
    Ve artık ulusal bir efsane oldum. Open Subtitles و أصبحت أسطورة الأمة تمت الأطاحة بالمشتبه به الليلة
    İlk programımızı doktorları Ve polisi şaşkına çeviren... rahatsız edici olayla başlatıyoruz. Open Subtitles سنركز فى الجزء الأول من برنامجنا على ظاهره مقلقه برزت هذا الأسبوع و أصبحت بمثابة لغز سواء للأطباء أو لرجال الشرطه
    Şimdiden nefret ediyorum Ve daha bir hafta oldu. Open Subtitles لم يمض غير أسبوع فقط و أصبحت أكره هذا المكان أسبوع لعين واحد يا جدتى
    Son zamanlarda garip davrandığımı biliyorum Ve bu sadece sana deli olduğum için Ve korkmuştum Ve aptaldım Ve bir kaç kez daha aptal. Open Subtitles أعرف أنني تصرفت بغرابة مؤخرا ً و هذا لأني متيم بكِ و أصبحت غبي و خائف
    Ve şu kaşınma kıçımı parçalıyor. Ve gitgide kötüleşiyor. Open Subtitles وهذه الحكة مزقت مؤخرتي و أصبحت تزداد سوءً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد