Buraya niye geldiklerini biliyorum. Öğrenmeye gelmediler. | Open Subtitles | و أعرفُ ماذا يريدون من هنا، لا يريدون التوجيه. |
Çocuğunu ve annenin hastalığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرفُ عن ابنتَكِ أيضاً و عن كون أمكِ مريضَة |
Sana bir şey söyleyeceğim ve bunu bildiğini biliyorum. | Open Subtitles | عليَّ أن أُخبركِ شيئاً و أعرفُ أنكِ تعرفين |
Senin durumunu takip ediyorum, bu yüzden işlerin karıştığını biliyorum. | Open Subtitles | كُنتُ أُتابعُ وَضعَك و أعرفُ كَم هوَ فاسِد |
Ve ömrümün geri kalanında beni tecritte tutmayı planladığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرفُ أنكَ تنوي إبقائي في الانفرادي لبقية حياتي |
Tecritteki bu kimyasal zehirlenme beni büyük bir stres altına sokmuştu, ve senin kontrolün altında olmayan olaylardan dolayı suçlanmak nasıl bir şeydir biliyorum. | Open Subtitles | ذلكَ التسمم الكيميائي في الانفرادي وضَعني تحتَ الكثير منَ الضَغط و أعرفُ كيفَ يكون الشعور أن تُلامي على أشياء |
Gerçekte kim olduğunu öğrenmeliyim. FBI'ın yüz tanıma yazılımının olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عليّ أن أعرف حقيقتها، و أعرفُ أنّ لدى المباحث الفيديرالية برنامج لتحديد الوجوه |
Ve senin de beni sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | و أعرفُ أنكَ تُحبُني |
Ve Robinson'un delikte birkaç gün kalacak olmasının nedeninin Said olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | و أعرفُ أنَ اللَوم يقَع على (سعيد) لإمضاء صديقك (روبسون) بضعة أيام في الحَجز |
İşleri berbat ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | لقد أخطأت و أعرفُ ذلك |