Hem yolu bir anda hızlıca gitmeye hazır olmadığını da biliyorum ama memelerine yumulmak bile yeter bana. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ لستِ مستعدة بالكامل لكن مص ثدييك فقط سيكون جيد بالنسبة لي |
Laneti kalbin yokken kırdın ve kalbin yokken bile beni sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أبطلتِ اللعنة من دونه و أعلم أنكِ مـازلتِ تحبينني |
Şekersiz ve bu tür şeye dikkat etmeye çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | إنها خالية من السكر , و أعلم أنكِ تحاولين الإنتباه إلى هذه الأمور. |
Kibar davranmaya, teşekkür etmeye çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ فقط تحاولين أن تكوني لطيفة و أعلم أنكِ تحاولين فقط أن تقولي "شكراً لك |
Umurunda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ تهتمين ، هيا هذا أنا. |
Bak, kızgın olduğunu biliyorum, üzüldüğünü de ve şu anda benden nefret ettiğini de biliyorum. | Open Subtitles | و هذا يجرحكِ و أعلم أنكِ تكرهينني الآن... |
Davanı başka yerlere götürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ ذهبتِ لمكان آخر لقضيتك |
biliyorum şu anda cinayetle suçlanan o çocuklar için merhamet duygusuna sahip değilsiniz. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ قد لا تكوني قادرة على أن تشعري بتعاطفٍ كبير الآن من أجل الفتية المتهمين بهذه القضية أتفهّم ذلك, أتفهّم فعلاً |
Kahvaltı yapmadığını biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ لا تتناولين طعام الإفطار |
Onlardan biri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ لستِ فردا منهم |
Stansbury'lerin evinin önünde gece gündüz beklediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | (و أعلم أنكِ جلستِ خارج منزل أل (ستانزبيري متأخراً في الليل, مبكراً في الصباح. |
Yanıldığını da biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنكِ مخطئة |