O zamana kadar tüm erkek, kadın ve çocukların kamptan ayrılmış olmasını istiyorum. | Open Subtitles | و أُريد لكل رجل و إمرأة و طفل أنْ لا يكون هنا آنذآك |
Yüce toplumumuzun her bir... erkek, kadın ve çocuk bireyi için... tamamen birbirinin aynı hayatlar sağlıyoruz. | Open Subtitles | يسمح لكلّ رجل و إمرأة و طفل في هذا المجتمع العظيم لقيادة حياة متماثلة |
kadın ve erkeğin arasındaki en derin yakınlık özel bir şeydir ve gizli kalmalıdır. | Open Subtitles | الشكل الأعمق للألفة بين رجل و إمرأة يجب ان يكون امر سري وخاص جدا |
Bir kararı niye aldığımın detaylarını söylemeyeceğim ama siz onun alkol, sigara, diğer maddeler ve bir kadın içerdiğini bilin. | TED | لن أخوض فى تفاصيل ماقادنى إلى قرار إتخذته، ولكن دعنا نقول فقط أنه ينطوي على الكحول والسجائر ، وأشياء أخرى و إمرأة |
ve bir kadın bunu getirdi, şu an aşağıda bekliyor. | Open Subtitles | و إمرأة أحضرت ذلك إنها منتظرة أسفل |
İlk tahminlere göre can kaybı 543 erkek, kadın ve çocuk. | Open Subtitles | التقديرات الأولية و ضعت تقدير للخسائر عند 543 رجل و إمرأة و طفل |
Öldürme döngüsü ve kurbanların bir kadın ve bir erkekten oluşması. | Open Subtitles | , الدائرة السنوية للقتل و الحقيقة أن الضحايا دائماً رجل و إمرأة |
Yaşlı bir Kızılderili ve bir kızla birlikte ve yaşlı bir kadın ve kızıyla. | Open Subtitles | كان يتجول مع رجل هندي ... عجوزوإمرأةهندية و إمرأة عجوز وفتاة هزيلة |
Bir kadın ve bir erkeği çift olarak bir odaya yerleştirirdik. | Open Subtitles | نضع رجلاً و إمرأة, كزوج في غرفة |
Ve ben kadın ve erkek sesi duydum. | Open Subtitles | و من ثم... و من ثم سمعت صوتين, رجل و إمرأة |
1996 yılında, Başkan Clinton DOMA olarak bilinen Defense of Marriage Act'i imzalayarak federal hükümetin sadece kadın ve erkekler arasındaki evlilikleri tanımasını sağladı. | TED | في ١٩٩٦، وقّع الرئيس كلينتون مرسوم الدفاع عن الزواج المعروف ب "دوما"، جعل هذا الحكومة الفدرالية تعترف بالزواج بين رجلٍ و إمرأة فقط. |
Ama o zaman, bir kadın ve erkek olarak. | Open Subtitles | هذه المرة, كرجل و إمرأة |
Bir kadın ve bir erkek hariç hepsini de, ki onlar Hayalet Ana ve Hayalet Baba. | Open Subtitles | ...جميعهم إلا رجل و إمرأة ، والذين كانوا "الشبح الام" و "الشبح الأب" |
Yedi kadın ve erkek... | Open Subtitles | سبعة رجال و إمرأة |
kadın ve azınlık. | Open Subtitles | و إمرأة و عرقية |
Imkansız bir aşkın vahşeti bir erkeğin paylaştığı ve bir kadın... | Open Subtitles | وحشية الحب المستحيل بين رجل و إمرأة |
Bir adam ve bir kadın batı Virginia'da bir eve girmişler. | Open Subtitles | رجلٌ و إمرأة دخلا بيتاً في (فيرجينيا) الغربية |
- Bir erkek ve bir kadın beraber birkaç çocuk büyütüyor. | Open Subtitles | نحن رجل و إمرأة يعيشون معاً |