İkinizin de, Han ve kızı gibi ecelinizin geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قال أن كلاكما مُعرَّض للموت مثل السفير و ابنته |
İkinizin de, Han ve kızı gibi ecelinizin geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قال أن كلاكما مُعرَّض للموت مثل السفير و ابنته |
Yani, o adam ve kızı $600'ı... ..beni yolmak için mi kaybettiler? | Open Subtitles | أعتقد انك تفكر ان هذا الرجل و ابنته خسروا 600 دولارا ليسلبونى فيما بعد |
Bugün Drazen'ın karısı ve kızının saldırıda öldüğünü öğrendim. | Open Subtitles | و اليوم اكتشفت ان زوجته و ابنته قتلا فى الهجوم |
- Karısını ve kızını koruyacağına inandı | Open Subtitles | ولقد وثق بك للايصال الى بر الامان كلا من زوجته و ابنته |
Karısı ve kızıyla mangal yakardık. | Open Subtitles | كنا نقوم بالشواء مع زوجته و ابنته |
Ve bu da Dr. Gachet, karısı ve kızı, Marguerite. | Open Subtitles | هذا الطبيب غاشيت مع زوجته و ابنته مارغريت |
Bugünlerde şehirde pek sevilmiyorum ama Dedektif West ve kızı seni buraya, stabilize edebileceğimiz yere getirmem için izin verdi. | Open Subtitles | كى يسجله جهاز قياس النبض. حالياً, لست الشخص الاكثر شهرة فى المدينة. و لكن المحقق "ويست" و ابنته اعطونى الاذن |
Servis yolundan önlerini kesiyoruz. Bauer, karısı ve kızı. Ve Rick. | Open Subtitles | سوف نقطع عليهم الطريق "باور" و زوجته و ابنته و "ريك" |
Adam yaşıyordu ama karısı ve kızı araba patlamasında öldü. | Open Subtitles | رجل نجى من انفجار سيارة زوجته و ابنته توفيا . |
Adam yaşıyordu ama karısı ve kızı araba patlamasında öldü çünkü caniler kafalarının içine kriptonit koydular. | Open Subtitles | رجل نجى من انفجار سيارة زوجته و ابنته توفيا لان الاشرار وضعوا حجر الكريبتون في رأسه |
Hiçbir şey William'ı mutlu etmedi, hatta güzel karısı ve kızı bile. | Open Subtitles | لا,يبدو انه لا شيء يجعل ويليام سعيدا و لا حتى زوجته الجميلة و ابنته |
Söylemem gerek... Birkaç ay önce buradan geçen bir baba ve kızı sizin işin ticaretini yapıyorlardı. | Open Subtitles | لا بد أن أخبركما،مُنذ بضعة أشهر، رجل و ابنته مرّوا بتجارتهم من هنا. |
Ormandaki diğer kurbanın da yanında eşi ve kızı vardı... | Open Subtitles | الضحية الثانية يقتلها بين الغابات بالقرب من زوجته و ابنته أنت على حق |
Taşınmadan önce karısı ölmüştü. ve kızı da pek bu taraflara uğramaz. | Open Subtitles | زوجته ماتت قبل أن ينتقل ، و ابنته ليست بالجوار |
George'un karısı ve kızı şehir, şehir dışında ve öldüğünü bilmiyorlar, veya biliyorlar ve burayı terkettiler. | Open Subtitles | حسنٌ، إمّا أن تكون زوجته و ابنته خارج البلدة، ولم تعلما بموته . أو أنهما يعلمان بموته، وقد هربتا |
Kardeşim karısını ve kızı da annesini kaybetti. Ben de yedi yılda espri anlayışımı kaybettim, | Open Subtitles | أخي فقد زوجته و ابنته فقدت والدتها |
Richard Tyler ve kızının etrafını çevirmiştik, sayıca üstündük. | Open Subtitles | كنا محاصرين ريتشارد تايلور و ابنته بعدد يفوقهم |
Coleman'ın eyleminin, karısı ve kızının beş yıl önce trafik kazasında ölmesiyle bağlantısını reddeden yetkililer, kazanın... | Open Subtitles | أنهم يرفضون ربط احداث "كولمن" ب بالأحداث الجارية حيث ان زوجته و ابنته قد ماتا في حادثٍ سيارة من قبل خمسة سنين |
Senatör Jordan ve kızının cesetleri bu sabah, senatörün evinden yaklaşık 1,5 km. açıktaki ters dönmüş kanoyu gören bir yengeç avcısı tarafından bulundu. | Open Subtitles | جثث السيناتور (جوردان) و ابنته أُكتشفت هذا الصباح من قِبل صياد سمك الذى وجد القارب المُنقلب عائم بعيداً عن الشاطىء |
Bunların hepsi eşini ve kızını kaçıranı bulma planının parçası. | Open Subtitles | هذا كله كان جزءا من خطته ليكتشف من كان يحتفظ بزوجته و ابنته |
Prof. Hamşuri güzel karısı ve kızıyla. | Open Subtitles | بروفسور (حمشري) و سيدته الرقيقة و ابنته الجميلة |
Kardeşini, onun kızını ve Macha'nın parasını yanında götürdün. | Open Subtitles | لقد أخذت أخيك و ابنته و أموال ماكا و متعت نفسك |