Ben basit biriyim, Ve basit insanlar senin gibilerini her zaman yener. | Open Subtitles | بل أنا شخص بسيط و الأشخاص البسطاء دائماً ما يهزمون الأشخاص مثلكَ |
Sanki gruplar Ve gruptaki insanlar asla aynı anda bir bütün olamıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو بأن المجموعات و الأشخاص الذين يشكلونها لا يمكن أن يكتلموا بنفس الوقت |
Aynı şekilde 20 yıl önce çok güvenilir olan insanlar hala çok güvenilenler arasında: yargıç Ve hemşireler. | TED | و الأشخاص الذين كنّا نثق بهم بشدّة منذ 20 سنة مضت، لازلنا نثق بهم الآن: القضاة و الممرّضات. |
Eğer o elması geri getiremezsem sevdiğin insanların canı yanacak. Ve ben bunun olmasını istemiyorum, o yüzden yolumdan çekilsen iyi edersin. | Open Subtitles | و الأشخاص الذين تحبهم سيتألمون إذا لم أسترجع تلك الماسة و لا أريد أن يحدث هذا لهذا من الأفضل لك أن تبتعد عن طريقي |
O elması geri getiremezsem sevdiğin insanların canı yanacak. | Open Subtitles | و الأشخاص الذين تحبهم سيتألمون إذا لم أسترجع تلك الماسة |
Ciddi psikolojik sorunları olan erkekler Ve garip olanlar şerefsizler Ve bir de moda işindeki erkekler var. | Open Subtitles | و الأشخاص الذين لديهم مشاكل و الغرباء الأوغاد |
Peki bana anlattığın o hikayeler, hapse attığın o adamlar... | Open Subtitles | إذاً ماذا عن كل القصص التي كنت تخبرني إياها ؟ و كل الأشياء التي فعلتها و الأشخاص الذين وضعتهم في السجن |
İşte bunu gerçekleştiren insanlar, bu takım. | TED | وهذا هو الفريق و الأشخاص الذين يقومون بهذا كلّه. |
Daha iyi beceren insanlar bu çeşit bir durumları olduğu gerçeğini tolere edebilenler olur. | TED | و الأشخاص الذين يتحسنوا هم هؤلاء القادرين على تحمل حقيقة أنهم مصابين بهذه الحالة. |
Tutkulu insanlar da ara sıra abartılı tepkiler verirler. | Open Subtitles | و الأشخاص الأنفعاليون يميلون لردة الفعل بسرعه |
Aptal insanlar burada fazla uzun dayanmaz. | Open Subtitles | و الأشخاص الأغبياء لا يقفون بهذا الحيّ لفترة طويلة |
Ve götürdüğünüz insanlar, bunun gerçekleşmesine engel mi olacaklar? Nasıl? | Open Subtitles | و الأشخاص الذين أخذتهم سيوقفوا حدوث ذلك ؟ |
Beni kaçırıp, öldürmeyi deneyen insanların Ve bunu planlayıp, onaylayan insanların, kim olduğunu bana söylerseniz, Müdür Oh, ayağa kalkmanıza yardım ederim. | Open Subtitles | .. الأشخاص الذين إختطفوني و حاولوا قتلي و الأشخاص الذين وافقوا على خطتِكَ في النهاية إذا أخبرتني من يكونوا |
Karşılık verebilecek insanların elinde sadece sahte mermi var. | Open Subtitles | و الأشخاص التي بوسعها فعل شيئ حيال الأمر تُطلق رصاص فارغ. |
Biz şuan kırık ampullerin Ve dişlerini kaybetmiş insanların olduğu bodrumlardan mı bahsediyouz? Hayır. | Open Subtitles | هل نتحدث عن الأدوار السفلية والمصابيح المكشوفة و الأشخاص الذين يفقدون أسنانهم كلها؟ |
Otorite, antik devirlerde oluşturulmuş Ve yaşanmış kaza Ve kurumlardan alındığı haliyle, dürüst Ve aydın insanların, yüreklerinden Ve yargılarından yepyeni bir şekilde alındığından daha mı hoş Ve saygıdeğerdir? | Open Subtitles | إنها السلطة عندما تظهر و المؤسسات التي إسست في السابق نقدرها و نحترمها عندما تظهر من جديد من قلوب الحكام و الأشخاص الصادقين |
Arkada kalanlar da benim gibi hayatı düzende olanlar insanlar. | Open Subtitles | و الأشخاص الذين يبقون في المؤخرة هم الأشخاص مثلي الذين لديهم تفاهتمهم بحوزتهم |
Teşhis ünitesinden sonuçlar geldi. Terörist olduğunu sandığımız adamlar aslında alışveriş merkezinde rehin tutulanlarmış. | Open Subtitles | النتائج من وحدة تحديد هوية الجسد أتت و الأشخاص الذين إعتقدنا بأنهم الإرهابيين |