Domuz eti, yumurtalı sandviç, sosis, patates püresi gibi yiyecekler, çay ve kahve servisi yapılan bir yer. | Open Subtitles | يقدمون فيه طعاما متواضعا مثل الخنزير المقدد و ساندويتشات البيض مع السجق و البطاطس المهروسه و أقداح الشاى و القهوه |
Çocuklara çay ve kahve servisi yapardım ve bana bahşiş verirlerdi. - Haydi, haydi at artık şunu. | Open Subtitles | كنت اقدم المشروبات و القهوه الي الرجال و كانوا يعطوني بقشيش |
Beni anlamayan biriyle olmaktansa yalnız olurum ve kahve ne zamandan beri ocakta? | Open Subtitles | أفضل البقاء وحيداً عوضاً عن شخص لا يفهمني من متى و القهوه على الموقد؟ |
Çünkü tost ve kahve servisi yapmazken Justin epey meşgul bir komplo blogcusuymuş. | Open Subtitles | لأنه عندما لا يكون يقدم الخبز المحمص و القهوه جاستن كان مشغولا تماماً في مدونة المؤامره |
Kartımı sadece akaryakıt ve kahve için kullandım. | Open Subtitles | أستخدم البطاقه فقط لأجل الوقود و القهوه |