İyi, avukatınla görüşmeye giderken buzlu çay ve kurabiye de al. | Open Subtitles | إذاً وأنتِ ذاهبةُ إلى المحامي أحضري معكِ بعض الشاي و الكعك |
Bisiklet ve kurabiye olayı göze ne kadar hoş görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | أبعدوها عن الجهاز هذا يجعل الدراجات و الكعك يبدوان رائعين جداً , صحيح؟ |
Mutfakta süt ve kurabiye var. | Open Subtitles | هناك بعض الحليب و الكعك في المطبخ |
Sanırım kahveyle kek faslına katılmayacağım. | Open Subtitles | أحسبني سأتغاضى عن تناول القهوة و الكعك |
Sanırım kahveyle kek faslına katılmayacağım. | Open Subtitles | أحسبني سأتغاضى عن تناول القهوة و الكعك. |
Bu gece çorba var. Sabahları ise kahve ve çörek... | Open Subtitles | الشوربة الليلة، القهوة و الكعك في الصباح |
Kendinize kurabiye ve kahve alın. | Open Subtitles | إستمتعوا بالقهوة و الكعك |
Bakıyorum da, süt ve kurabiye getirmişsiniz. | Open Subtitles | أرى أن لديكِ الحليب و الكعك |
Güveç ve kurabiye. | Open Subtitles | . حسنٌ, الوعاء و الكعك |
Görüyorsun, Cate ana işiydi on-air yetenek getirmek için kahve ve çörek. | Open Subtitles | ترون .. وظيفة كايت الرئيسية كانت تقديم المواهب و القهوة و الكعك على الهواء |
İşinizi yapmak ve getirmek Bana kahve ve çörek? | Open Subtitles | لتقومي بوظيفتك , و تحضري لي القهوة و الكعك ؟ |