Şarkılar ve müzik bunu dünyaya gösterecek. | Open Subtitles | و الغناء و الموسيقى سيكونان أكبر دليل على ذلك يراه العالم. |
Çadırımda şarap, yemek ve müzik var. Adamlarım size hizmet eder. | Open Subtitles | خيمتى بها الخمر , الطعام و الموسيقى رجالى فى خدمتك |
Bu nedenle böyle tuhaf beyinlere sahip olduk, din, müzik ve sanattan hoşlanıyoruz. | TED | و هذا هو السبب في حصولنا على عقلول مميزة تحب الدين , و الموسيقى , و الفن. |
- Resim,müzik ve resim dahil | Open Subtitles | ابداع للانسان ,بما فى ذلك الشعر و الموسيقى والرسم |
Aslında iyi biri, spor ve müziğin okuldaki sosyalleşmenin çimentosu olduğuna inananıyor. | Open Subtitles | لكنه في الحقيقة رجل طيب، ويؤمن بأن الرياضة و الموسيقى دعامة المجتمع |
Sadece saat 1'de yemeğim ve müziğim burada olacak. Tam 1:00'de. | Open Subtitles | فقط قم بإحضار وجبتي و الموسيقى في الواحدة تماماً، الواحدة تحديداً |
Beni ay ışığını sigarayı ve müziği düşünmeye zorluyor. | Open Subtitles | إنه يجعلنى أفكر فى ضوء القمر و السجائر و الموسيقى |
Döğüş sanatları ve müzik farklıdır ama aynı prensipleri paylaşırlar her ikiside ani bir durumda vurgu kazanırlar | Open Subtitles | فنون القتال و الموسيقى مختلفان لكنهما يتقاسمان نفس المبدأ كلاهما يتوتّران الى أعلى درجة |
Daha çok ay, yıldız ve müzik. | Open Subtitles | المزيد من الأقمار و النجوم و الموسيقى في الرياح |
Sanat ve müzik alanında bir diploman olabilir. | Open Subtitles | أنا أراك متفوقة بالرسم و الموسيقى و إدارة الأعمال |
Sanat ve müzik okumak istiyorum... | Open Subtitles | أعتقد أننى أرغب فى دراسة الرسم و الموسيقى |
Bunu içkiler ve müzik eşliğinde de yapabiliriz dedim. | Open Subtitles | وقد نفعل ذلك مع بعض المشروبات و الموسيقى |
Evet. Alkol, pasta ve müzik dışında. | Open Subtitles | أجل , بإستثناء المشروبات الكحولية , و قالب الكعك , و الموسيقى |
müzik ve konuşmalar yüzünden sesimi duyurmak için bağırmam gerekti. | Open Subtitles | كان على أن أصرخ حتى أكون مسموعة. في وسط الأصوات المتعالية و الموسيقى |
müzik ve konuşma yetileri ortak bir söz dizilimini kaynak olarak paylaşıyorlar. | Open Subtitles | العملية العصبية المسؤولة عن اللغة و الموسيقى تتشارك بنفس مصدر الأعصاب |
Burası ter, sağır edici müzik ve kusmuk denizine dönüşecek. | Open Subtitles | هذا المكان على وشك أن يتحول لبحر من العَرَق و الموسيقى التي تصم الآذآن والقيئ |
Bunlar tüm dünyanın vazgeçtiği çocuklar, halk okulundan başarısızlıktan uzaklaştırılan çocuklar; ve sevgi ve güneş ışığı ve yemek ve iyi müzik ve güvenle neler yapabildiklerine bakın. | TED | هؤلاء اطفال تخلى عنهم العالم اجمع، اخقفوا في المدارس العامة وهذا ما هم قادرون على فعله بالحب وضوء الشمس والطعام و الموسيقى الجيدة والثقة. |
Işığın, güzelliğin ve müziğin beşiğiydi. | Open Subtitles | مدينة النور والجمال و الموسيقى |
Parıltının, güzelliğin ve müziğin aktığı yerdi. | Open Subtitles | مدينة النور والجمال و الموسيقى |
Işığın, güzelliğin ve müziğin beşiğiydi. | Open Subtitles | مدينة النور والجمال و الموسيقى |
Sadece saat 1'de yemeğim ve müziğim burada olacak. Tam 1:00'de. | Open Subtitles | فقط قم بإحضار وجبتي و الموسيقى في الواحدة تماماً، الواحدة تحديداً |
Resmi Mode gösterisi saat 2'de başlayacak, bu yüzden ışıkları ve müziği almaya hazır olmalıyız... | Open Subtitles | لذا , علينا الإستعداد لتولي أمر الإضاءة و الموسيقى هيلدا ستتولى تصفيف الشعر و وجدت كريستينا مصممين رائعين |