Bazı mültecilere yolda muhafızlık ettik ve en sonunda buraya kadar geldik. | Open Subtitles | و انتهى بنا الأمر بمرافقة الهاربين و نحن هنا منذ ذلك الحين |
Sonra da gecem, korkmuş ve babama yapışmış bir halde son buluyordu. | Open Subtitles | و انتهى بي الأمر إلى قضاء معظم الليل متعلقاً بوالدي في خوف |
...çocuk köleleri kullanılarak çıkartılır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi... ...buna “kan mineralleri” de demektedir. Çin, Shinjin’de ki... ...bazı bileşen yerlerine ve kapatılmış bir fabrikaya gezide bulundum. Bu yıl içerisinde fabrikada... | TED | و ينجم من قبل عصابات مسلحة بواسطة اطفال مستعبدين. ما يدعوه مجلس الامن الدولي المعادن الدموية . ثم انتقل الى بعض المكونات و انتهى في مصنع في مدينة شين جين في الصين، |
Hayır! İlişkimiz vardı ama yürümedi ve bitti ama hala beni beğeniyor. | Open Subtitles | لا كان بيننا شئ ، و لم يستمر و انتهى ، لكنه مازال معجب بى |
Evine git, kimse adını bilmiyor ve bitti. | Open Subtitles | اذهبي لمنزلك لا أحد يعرف اسمك حتى و انتهى كل شيء |
Daha sonra koro yönetmeye başladım, ve sonra kendimi Juilliard'da yüksek lisans yaparken buldum. | TED | ثم بدأت قيادة الجوقات و انتهى بي الامر لعمل درجة الماجستير في مدرسة جوليارد |
Çöpçatan bunların hepsini düşünür, iki insanı bir araya getirirdi ve bu iş böylece hallolurdu. | TED | وسيط الزواج يفكر في كل هذا، يضع شخصين معا، و انتهى الأمر. |
dedi. Bizi arabaya bindirdi saatlerce gittik ve Gambiya'nın ıssız bir köşesinde çalılık bir araziye vardık. | TED | وضعتنا في سيارة، و قدنا لساعات و انتهى بنا الأمر في أحراش في منطقة نائية في غامبيا. |
Binlerce yıl önce bu şey çarpıyor ve bu Şey... dışarı fırlıyor yada sürünerek dışarı çıkıyor ve buzun içinde donuyor. | Open Subtitles | منذ الاف السنين و قد تحطم هذا الشئ وقد قذفت او زحفت و انتهى بها لتتجمد فى الجليد |
Birisiyle tanışacağını, âşık olacağını ve ondan sonra da mutlu mesut yaşayacağını düşünmez miydin? | Open Subtitles | ألأم تظن وقتها أنك ستقابل فتاة ما و تقع في حبها و انتهى الأمر على ذلك؟ |
Bunu denedim ve iç kanama geçirdim. | Open Subtitles | حاولتُ القِيامَ بذلك و انتهى بي الأَمر بنَزيف داخلي |
İndim ve bir araba sonumu getirdi. | Open Subtitles | لقد نزلت و انتهى بي الأمر أن اصدمت سيارة بي |
Bense, bir süre kafayı yedim ve buraya şutlandım ayakkabılardan pasta yapıyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لي, جُنَ جنوني و انتهى بي الحال هنا أصنع فطائر من الأحذية |
Kızdığı için üzgünmüş ve öyle bittiği için. | Open Subtitles | انه آسف لجعلكِ غاضبةً منه و انتهى الحال بهذا |
..ve kendisinin bana nasıl 95 kiloyu kaldırabildiğini anlatmasıyla sona ermişti. | Open Subtitles | و انتهى بأن أخبرني يمكنه أن يرفع 190 بعضلة صدره |
..ve kendisinin bana nasıl 95 kiloyu kaldırabildiğini anlatmasıyla sona ermişti. | Open Subtitles | و انتهى بأن أخبرني يمكنه أن يرفع 190 بعضلة صدره |
Benim için bitti, bundan sonra ne olursa olsun. | Open Subtitles | انه انقضى و انتهى بالنسبة لي, على الرغم من أي شيء يحدث |
neden salı günü 8:33'de birdenbire başladı ve birden ertesi sabah 09.27'de bitti? | Open Subtitles | .. يوم الثلاثاء فى الساعه 8: 33 و انتهى فجأه الساعه 9: |
kontrolü kaybettim, ve sonu gölde bitti. | Open Subtitles | لقد فقدتُ التحكُّم بها و انتهى بها المطاف في البحيرة |