Chicago Filarmoni'nin maestrosu, ve ve, tabii ki bir çok ünlü film yıldızıydı. | Open Subtitles | و قائد فرقة شيكاغو هارمونيك المسويقية و بالطبع عدة مشاهير و نجوم أفلام |
ve tabii ki bir işin en önemli parçası da sakinleşme ve gerilmedir. | Open Subtitles | و بالطبع فإن أهم جزء من أي تمرين هو الاستراخاء الصحيح و التمدد |
Ve, tabii ki, senin iddianın etkileyiciliği nedeniyle, biz onunla bunu doğrulamak istiyorum. | Open Subtitles | و بالطبع, لسبب النجاح الباهر الذي تقول عنه, يجب ان نتاكد هذا منه. |
ve tabi ki, mahvettiğin evliliğin hakkındaki herşeyi biliyor musun? | Open Subtitles | و بالطبع تحطيم الزواجات ليس شيئاً تعلمي أى شئ عنه |
Aslında, her 18 ayda bir ikiye katlanıyor ve tabi ki, Digerati'nin her kartlı üyesi bunun Moore'nin kanunu olduğunu bilir. | TED | في الحقيقه هو يتضاعف كل 18 شهراً و بالطبع اي شخص يحمل بطاقة خبير في الحاسوب يعرف ان هذا اسمه قانون موور |
ve elbette, bu tahminlerin nereden geldiğini onlara söyledin, değil mi? | Open Subtitles | و بالطبع , قلت لهم من أين أتت هذه التنبؤات ؟ |
Çok atak, 5 ileri vites, radar sistemi ile donatıldı... kendini yok etme sistemi... Ve tabiki, diğer tüm donanımlar. | Open Subtitles | ناقل الحركة بخمس سرعات رادار في جميع الجهات نظام ذاتي للتدمير و بالطبع كُلّ التعديلات المعتادة |
ve tabii ki bunu dediler, çünkü iyi bir ahlaki duruşa, egzersize sahipler, çünkü onlar Avustralyalı ve biz kırmızı yanaklı Britanya halkıyız, falan. | TED | و بالطبع يقولون هذا بسبب روحهم المعنوية الجيدة و التمارين الرياضية و لأنهم أستراليون ونحن بريطانيون و هكذا |
ve tabii ki bu tarz çevrelerde genel ulaşıma veya bisiklete sahip olmak çok zordur. | TED | و بالطبع صعب الحصول على نقل واسع أو إستعمال دارجات في محيط مماثل. |
Aynı şey. ve tabii ki Billingsgate, 1980'lerin ortalarına kadar işletilmiş olan, Londra'nın meşhur balık pazarıydı. | TED | و بالطبع فإن بيلينغس جيت ,المعروف, كان سوق السمك في لندن, استمر العمل فبه حتى منتصف الثمانينات. |
ve tabii ki bu sadece bir başlangıçtı. Daha sonra trenler arabaya dönüştü. Ve bu, bu süreçin sona erdiğini gösteriyor. | TED | و بالطبع كانت هذه هي البداية فقط. فبعد القطارات جاءت السيارات. و كانت تلك هي نهاية هذه العملية. |
Penguenler komiktirler, iki ayakları üzerinde yürürler, ve tabii ki çalışkandırlar, | TED | إنها مخلوقات كوميدية تمشي باستقامة و بالطبع هي دؤوبة |
ve tabii ki, en önemli parça: | Open Subtitles | أوراق لعب عليها سيدات عاريات و بالطبع البند الأهم |
Çöp toplayan süprüntü, beyaz pabuçlu kadın ve tabi ki, trençkotlu adam. | Open Subtitles | ,المشى يكبس مكب النفايات المرأه بحذاء ابيض و بالطبع , الرجل ذو الملابس الرياضيه |
Bu tipler kendilerini motivasyon eksiklikleri, değişken ruh halleri, unutkanlıkları ve tabi ki korkunç düşük sperm sayıları ile ayna gibi belli ederler. | Open Subtitles | حالة نفسية سيئة,كثير النسيان و بالطبع قلة الحيوانات المنوية |
Prescott Bush, şimdiki başkanımızın büyük babası, ve tabi ki eski başkanımızın babası. | Open Subtitles | بريسكوت بوش،جَدِّ رئيسنا الحاليِ و بالطبع ,والد الرئيس السابق |
ve tabi ki, ölümcül. Ne yaptığını zannediyorsun? | Open Subtitles | و بالطبع مميت ما الذي تعتقدين أنك تفعلين؟ |
Ve, elbette, sinyal işlemcisi ve dijital kameralar da var. | TED | و بالطبع هناك معالجات الإشارة و الكاميرات الرقمية. |
Bunu başarmak için de akıllı aşı dizaynını akıllı üretim metodları ile birleştirmemiz gerekiyor, ve elbette, akıllı dağıtım metodlarıyla da. | TED | و لنفعل ذلك, يجب أن نضم تصميم حذق لللقاح, مع طرق تصنيع حذقة, و بالطبع. طرق توصيل ذكية. |
Oui, c'est ça. (Evet, hepsi bu.) Tahminim buydu ve... elbette ki haklı çıktım. | Open Subtitles | نعم كذلك . ذاك كان تخمين من عندي و بالطبع كنت على حق |