Üvey çocuğun hem babası hem de kendiyle birlikte olduğunu söylerse, bu tepki gayet normal. | Open Subtitles | حسنٌ ، أنتِ و أبن زوجكِ كنتما تتطارحان الغرام. و بنفس الوقت تطارحين الأب هذا ما قد يسبب الكراهية. |
Nereye gittiğini bilmeyi hem istiyorum hem de hiç istemiyorum. | Open Subtitles | اود ان اعرف اين يذهب و بنفس الوقت |
Hem Trish'i elinde tutarken hem de tam olarak ne konuştuğumuzu nasıl biliyor? | Open Subtitles | كيف يحتفظ بتريش سجينة... ـ و بنفس الوقت يعرف عن ماذا نتكلم؟ |
Cuma gecesi, bu konuyu konuşmak için buraya gelirsin ve hemen hemen aynı zamanda adam mutsuz karılarından bir telefon alır. | Open Subtitles | لذا ليلة الجمعة قدمت إلى هنا للنقاش معه بخصوص هذا و بنفس الوقت ترده مكالمات هاتفية من زوجاته البائسات |
- Birlikte derken? aynı zamanda, aynı yerde hiç bulunmuyorlar. | Open Subtitles | لا يتواجدان أبداً بنفس المكان و بنفس الوقت |
Seni özlüyordum...ama aynı zamanda mutluydum. | Open Subtitles | لقد اشتقت لك ... و بنفس الوقت, شعرت بالسعادة |
Aynı cümle içinde hem onu hem de kovulabileceğimi söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | تظلين تقولين ذلك و بنفس الوقت |