Tabii bir numaranın kayıtlı olduğu ismi ve adresi bulabilirim. | Open Subtitles | طبعاً، أستطيع تعقب رقم هاتف. لإسم و عنوان. |
Hayır, bunun bilinen son ismi ve adresi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | كلا , قلتُ إن هذاين أخر أسم و عنوان معروفان لها |
Bay Lester'ın ad ve adresi Bay Wu Ling'in not defterine dikkatlice geçiriliyor. | Open Subtitles | "اسم و عنوان السيد "ليستر تمت كتابتهما في مفكرة السيد "وو لينغ" |
Birkaç dolar bana o müşterinin telefonunu ve adresini verir. | Open Subtitles | و مقابل بضعة دولارات أعطاني هاتف و عنوان تلك الزبونه |
Haftada 6 şiline rutubetsiz bir oda ve temiz bir yatak veren namuslu bir kadının adını ve adresini yazdım buraya. | Open Subtitles | لقد كتبت لكم اسم و عنوان سيدة فاضلة ستطلب ستة شيلينج فى الاسبوع لغرفة جافة و فراش نظيف |
İsim ve adres dikkatlice yazılmış. | Open Subtitles | مع اسم و عنوان مطبوعين بحذر |
Evet, telefon numarası ve adresi. Adresi biliyorum. | Open Subtitles | نعم ,رقم هاتف و عنوان |
Abby'nin DNA'sıyla eşleşen adamın ismi ve adresi. | Open Subtitles | هذا هو أسم و عنوان الرجل الذي تطابق حمضه النووي بحمض (آبي). |
Vaat Şehri'nden biri aradı, bize Richard'ın bağlantıda olduğu bir 4400'ün ismini ve adresini verdi. | Open Subtitles | أعطانا إسم و عنوان أحد الـ 4400 و ادعى أن ريتشارد كان على إتصال بها |
İnşaat şirketinin adını ve adresini aldım. | Open Subtitles | حصلت على أسم و عنوان شركة البناء |
İsmin ve adresini alalım. | Open Subtitles | لنحصل على اسم و عنوان |
Telefon numarası ve adres bulduk. | Open Subtitles | حصلنا على رقم تلفون و عنوان |
Selene ise... Sadece isim ve adres var. | Open Subtitles | و (سيلين) فقط اسم و عنوان. |